"şeylerden biri de" - Translation from Turkish to Arabic

    • وأحد الأشياء التي
        
    • أحد الأشياء
        
    • واحدة من الأشياء
        
    • هذه واحدة من
        
    • الامور من
        
    • أحد الأمور
        
    Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de dünyadaki en zengin ülkelerinin gelişmekte olan ülkelere yardım ettiğinden emin olmak. TED وأحد الأشياء التي نستطيع فعلها لإيقاف الحروب وإحلال السلام هو التأكد من أن أغنى دول عالم تساعد الدول النامية.
    Tekrar ettiğinizi gördüğüm şeylerden biri de nasıl hepimizin birleştiği. TED وأحد الأشياء التي رأيتك تكرر قولها ألا وهو حديثك عن كيف أننا جميعًا متحدون،
    Gazeteci olarak öğrendiğim şeylerden biri de öfkemi nasıl kontrol edeceğimi öğrenmekti. TED أحد الأشياء التي توجب عليّ تعلمها كصحفي كان هو التحكم في غضبي.
    Ve konuştuğumuz şeylerden biri de kendi dönüşümümde önemli bulduğum üç şeydi, birincisi kabullenme. TED أحد الأشياء التي تحدثنا عنها بخصوص الأشياء الثلاثة التي وجدتها مهمة في تحول شخصيتي، أولها الإقرار.
    Onun hakkında şimdi gerçekten hayranlık duyduğum şeylerden biri de kolay bir hayatı olmamasına rağmen her zaman çok neşeli olması. Open Subtitles واحدة من الأشياء التي كنت حقا معجب عنه هو كيف انه لم يكن حقا حياة سهلة لكنه هو دائما متفائل بذلك.
    Çok sık yaptığımız şeylerden biri de judo. Open Subtitles .واحدة من الأشياء التي نفعلها كثيرا الجودو
    Hayatta ki gizemli şeylerden biri de kaderini kabul etmek zorunda olduğundur. Open Subtitles هذه واحدة من خبايا الحياة والتي عليك تقبّلها بالإيمان
    Sheena Iyengar:Bunu sormanız iyi oldu aslında, çünkü körlük ile ilgili ilginç olan şeylerden biri de aslında insanların seçimlerini gözlemlerken çok avantajlı bir noktaya sahip olmaktır. TED شينا لينجار : من المفيد طرح هذا السؤال لان الامر المميز في كون المرء لا يرى هو انه ينظر الى الامور من منظور مختلف كليا فعندما تراقب الاشخاص الذين يرون .. كيف يأخذون قراراتهم
    Sende hayran olduğum şeylerden biri de hayranlık uyandıran dengen. Open Subtitles هذه أحد الأمور التي تثير أعجابي بك, توازنك المثير للإعجاب
    Ama şehirlere, parlak ışıklara doğru göç ediyoruz, ve işin yanı sıra orada istediğimiz şeylerden biri de elektriktir. TED لكننا نتجه نحو المدن، نحو الأضواء الساطعة، وأحد الأشياء التي نريدها ، بجانب الوظائف، هي الكهرباء.
    Üzerinde çalıştığımız şeylerden biri de... ...bu etkileşim modellerini şekillendiren doğal seçimin nasıl işlediğidir... ...bu etkileşim modelleri şebekesi-- ...belki karınca kolonisinin verimliliğini arttırır. TED وأحد الأشياء التي نحن ندرس كيف ان الانتقاء الطبيعي قد يكون عمل من أجل استخدام هذا الشكل من أنماط التفاعل -- هذه الشبكة من أنماط التفاعل -- ربما لزيادة كفاءة النمل الباحث عن الطعام لمستعمرات النمل.
    (Tiz ses) Ah, bunu açmadan evvel, yaklaşık üç hafta önce sınıfta yaptığımız şeylerden biri -- bu lensten geçiyor, ve lens kullanarak yaptığımız şeylerden biri de ışığın hızını ölçmek. TED (صوت حاد) أوه، قبل أن أشغل هذا الجهاز، أحد الأشياء التي قمنا بها قبل ثلاث أسابيع في حصتي -- هذا من خلال العدسة، وأحد الأشياء التي استخدمنا فيها العدسة هو قياس سرعة الضوء.
    Rektörlere anlattığım şeylerden biri de her mühendislik, bilim ve bilişim öğrencisinin, yani yeni bir kod yazacak olan veya yeni IoT cihazını tasarlayacak öğrencilerin yaptıklara şeye ilişkin bir sorumluluk duygusuna sahip olmalarını sağlamaları. TED وأحد الأشياء التي عكفتُ على فعلها هي حث رؤساء الجامعات أننا بحاجة إلى أن يكون كل طالب هندسة وعلوم الكمبويتر الذي هو على وشك كتابة السطر التالي من الشفرات أو تصميم جهاز (IOT) القادم أن يضعوا في داخلهم حس المسؤولية والقيادة تجاه كل ما يقومون به.
    Danny Kahneman ve okul arkadaşlarının gösterdiği üzere ne yazık ki, böyle stres anlarında ortadan kaybolan şeylerden biri de tutarlı, mantıklı düşünmek. TED للأسف أحد الأشياء التى قد تتبدد أثناء أوقات الضغط هي التفكير العقلاني والمنطقي كما أثبت داني كانيمان وزملائه
    Harika olan şeylerden biri de, insan izlemeye bayılıyorum. TED أحد الأشياء العظيمة هي أنني أحب مشاهدة الناس.
    Harika bulduğum şeylerden biri de keşfettiğimiz şeyin ne kadar küçük olduğunu fark etmek. TED أحد الأشياء الرائعة، في الواقع، التي أجدها، هو عثورنا على أي واحد منهم، عندما تدرك كيف أنها صغيرة.
    Yaptığımız şeylerden biri de lisanslı ürünlerle ilgilenmek. Open Subtitles واحدة من الأشياء الأخرى التي نقوم به هو التورط مع المرخص لهم من الناتج الرسمي.
    Ve bu sürerken bu sene olacak şeylerden biri de, ilk 10 bin insan genomunu (ç.n. genetik şifre) keşfedecek olmamız çünkü gen dizileme işlemi yeteri kadar ucuz hale geldi. TED وبينما يستمر، واحدة من الأشياء التي ستحدث هذا العام هو أننا سنكتشف أول 10.000 مورثة بشرية، لأنه أصبح رخيصا بما فيه الكفاية أن تحصل على التسلسل الوراثي.
    2025 itibariyle yapabileceğiniz şeylerden biri de ticari değeri olan karbon salınımı dengeli yakıtlar üretmeye başlamaktır. Ekson ile yaptığımız şey budur. TED واحدة من الأشياء التي يمكنك فعلها هي أنه يمكنك البدء بالإنتاج بالقرب من الوقود المحايدة الكربون على نطاق تجاري بحلول عام 2025، هذا ما نفعله مع شركة إكسون.
    Kavga ettiğiniz şeylerden biri de bu muydu? Open Subtitles هل هذه واحدة من الاشـياء التي تشـاجرتم من أجلها واحدة من الكثير من المشـكلات
    Yaptığımız hoş şeylerden biri de şu: onunla iletişim kurarken, onun dünyasına yeni nesneler yerleştirebiliyorsunuz ve o da bu nesneleri tanıyabiliyor. TED والشئ الرائع الذي قمنا به أيضاً: بحسب تواصلك معه سوف تكون قادرا على اضافة اشياء الى عالمه .. وسوف يتعرف على الامور من حوله
    Bizi endişelendiren şeylerden biri de otizmin gerçekten salgın bir hastalık olup olmadığı konusu. TED إن أحد الأمور التي تقلقنا هو إن كان في الحقيقة ثمة عدوى توحد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more