O benimle beraber zevk almadığı şeyleri yapmak için çaba gösteriyor. | Open Subtitles | كما تعلمين، إنه يحاول دائمًا فعل أشياء معي لا يستمتع بها |
Onların eşyalarını almak, insanlara istemedikleri şeyleri yapmak insanları bilerek öldürmek. | Open Subtitles | سرقة أغراضهم , و فعل أشياء لهم لا يريدونك أن تفعلها قتل الناس عمداً |
Bu da yapmak istemediğin bazı şeyleri yapmak demek. | Open Subtitles | هذا يعني فعل أشياء أنتي لستِ راضية عن القيام بها |
Yoksa O, sana benim yapmak istemediğim şeyleri yaptıracak ve ben sana o şeyleri yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | سيرغمني على فعل الشيء الذي لا أريد فعله و أنا لا أريد أن أفعل لك ذلك |
Bazen savaşlarda iyi şeyleri yapmak adına kötü şeyleri yapmak zorundasındır değil mi? | Open Subtitles | أحياناً في الحرب، يجب أن تفعل أشياء سيئة، صحيح؟ |
Çocuklar gibisin.Sadece eğlenceli olan şeyleri yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | أنت مثل الأطفال إنهم يرغبون في فعل الأشياء المرحة فقط |
Ya, tabi. Hepimiz yapmak istemediğimiz lanet şeyleri yapmak zorunda kalırız, değil mi? | Open Subtitles | نعم، حسناً، جميعنا علينا فعل أشياء لا نحب فعلها |
Bazen nefret ettiğin şeyleri yapmak zoruında kalırsın | Open Subtitles | أحياناً قد تضطر إلى فعل أشياء تكرهها |
Bazen yapmak istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | أحياناً عليك فعل أشياء لا تودين فعلها |
Bu tam olarak, dünyada var olup, farklı şeyler yapmak dilediğiniz şeyleri yapmak... | Open Subtitles | إنه يتحدث عن عن العيش بهذا العالم ...و فعل أشياء مختلفة ...فعل ما تريد - ادخل - |
Korkarım ki Bruno, hayatta çoğu zaman istemediğimiz şeyleri yapmak zorundayızdır. | Open Subtitles | أخشى يا (برونو)، أنه في الحياة نحن عادة ما نرغم على فعل أشياء لا نريد أن نقوم بها |
Jules, ilişkilerde, bazen yapmak istemediğin şeyleri yapmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | (جولز) في علاقة في بعض الأحيان يجب عليك فعل أشياء لا ترغب في فعلها. |
Jules, ilişkilerde, bazen yapmak istemediğin şeyleri yapmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | "جولز) في علاقة)" "في بعض الأحيان يجب عليك فعل أشياء لا ترغب في فعلها." |
* Yapmak istemediğin şeyleri yapmak zorunda kalırsın * | Open Subtitles | "يجب عليك فعل أشياء لا ترغب في فعلها." |
Ben kahraman değilim ama bazen doğru şeyleri yapmak bir bedel ödemeyi gerektirir. | Open Subtitles | أنا لست ببطل ولكن ببعض الأحيان فعل الشيء الصائب يتطلب تضحيات |
- Doğru şeyleri yapmak zorundasın. | Open Subtitles | - يتوجب علينا فعل الشيء الصحيح - لديك الجرأة |
Bazen hoşuna gitmeyen şeyleri yapmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | أحيانًا يجب ان تفعل أشياء لا تحبها |
Ayrıca Julia ufak bir kasabada imkanı olmayan şeyleri yapmak ister. | Open Subtitles | بجانب ، "جوليا" تريد أن تفعل أشياء لا يمكن أن تفعلها في المدن الصغيرة |
Çünkü ona, onun yapmak istediği şeyleri yapmak istemediğimi söylersem, onu yargılar gibi olacağım. | Open Subtitles | لأنني لو أخبرتها أنني لم أرد فعل الأشياء التي تريدنا أن نفعلها سيبجوا الأمر وكأنني أنتقدها |