"şeyse" - Translation from Turkish to Arabic

    • وما
        
    • والشيء
        
    • ماذا لو كان
        
    • إن كان شيئاً
        
    • و الشيء
        
    • هنالك أمور كثيره
        
    • كان ذلك ما
        
    • لكنْ ما
        
    • حقاً أن هنالك أمور
        
    Ron'un sandalyelerini birkaç ay önce keşfettim, ve bir Swanson hakkında bayıldığım şeyse onu herşey için kullanabiliyor olmanız. Open Subtitles لقد أكتشفت كرسي رون قبل عدة أشهر وما يعجبني أكثر شيء بكرسي سوانسون هو أنكِ تستطيعن إستخدامه لأي شيء
    Benim bu örnekte sevdiğim şeyse öğretmen paradigmasını değiştirmenin ötesinde. TED وما أحبه في هذا المثال يتخطّى تغيير نموذج الأستاذ.
    Harika olan başka şeyse medyada insanlar tasarımdan bahsederken aslında tarzdan bahsediyorlar. TED والشيء الآخر الرائع في هذا انكم تنظرون الى هذا و في وسائل الإعلام عندما يقول الناس تصميم ، انهم يعنون في الواقع النمط.
    Gerçekten daha fazla şok edici tek şeyse insanların gerçeği ört bas etmek için söylediği yalanlardır. Open Subtitles والشيء الوحيد والاكثر صدمة من الحقيقة الأكاذيب التي يقولها الناس
    Doğru, peki ya bir çeşit tümsek ya da çivi gibi bir şeyse? Open Subtitles صحيح، لكن ماذا لو كان نوع من النتوء مثل مزلاج أو ما شابه؟
    Cevap verebileceğim bir şeyse, elimden geleni yaparım. Open Subtitles إن كان شيئاً يمكننى الإجابة عليه سأبذل قصارى جهدى
    Sonra göreceğin şeyse bir ceset olur o da sen olursun. Open Subtitles و الشيء التالي الذي ستعرفه انك واقف بجانب جثة وهذا انت
    Talihsiz olan şeyse, insanların hakkımız söyledikleri doğru olmayan, kaba ve aşağılayıcı şeyler. Open Subtitles وماهو مؤسف حقاً أن هنالك أمور كثيره تقال عن الناس طوال الوقت، أمور ليست صحيحة، وليست لطيفة، ومهينة.
    Eğer bu Tanrı'nın senin için planladığı bir şeyse, olur. Open Subtitles إذا كان ذلك ما كتبه الرب لك فهذا ما سيحصل
    Farkında olmadığın şeyse ziyafet bizzat sensin. Ve karanlık senin tadını aldı. Open Subtitles لكنْ ما لا تدركينه أنّكِ أنتِ الوليمة و الشرّ قد تذوّقكِ
    O gün öğrendiğim şeyse, küçük dostumuzdan çok fazla beklentim olduğuydu. TED وما تعلمته ذلك اليوم كان أني توقعت الكثير من هذا الصديق الصغير.
    Yaptıkları şeyse şu, onlar sadece enerji şirketleri değiller aynı zamanda kredi finans şirketleri, yani insanları ekonomiye dâhil ediyorlar. TED وما يفعلونه هو، أنهم ليس فقط شركات طاقة، هم أيضًا شركات التمويل الإئتماني، ويدخلون أشخاص في الاقتصاد.
    Ve şimdi yapabileceğin şeyse bu yaranın iyileşmesini umut etmek ki böylece yoluna devam edebilirsin. Open Subtitles والشيء الوحيد الذي تستطيع فعله الآن هو أن تأمل بأن تُشفى هذه الجراح لكي تستطيع المضي قدماً
    Billy'yi çektiği korkunç acılardan uzaklaştıran tek şeyse ona yapılanları düşünmesiymiş. Open Subtitles ,والشيء الوحيد الذي كان يبعد تفكيره عن الالم .كان التفكير بالذي حصل له
    Evet ama eğer hayal ya da başka bir şeyse? Open Subtitles نعم لكن ماذا لو كان مسترسلاً في أحلام اليقظة مثلاً
    Daha filmi görmedim. Eğer olmadık bir şeyse? Open Subtitles انا لم اراه حتى الان ولا اعرف ماذا لو كان نتن ؟
    Cevap verebileceğim bir şeyse, elimden geleni yaparım. Open Subtitles إن كان شيئاً يمكننى الإجابة عليه سأبذل قصارى جهدى
    Hiç yapmadığın bir şeyse, içmiyorsun. Open Subtitles و إن كان شيئاً لم تفعليه أبداً، لا تشربين.
    Ve acınacak olan şeyse, layık olmaya çalıştığın adam aslında hiç var olmadı. Open Subtitles و الشيء المثير للشفقة ان ذلك الرجل الذي تحاول ارضائه لم يوجد قط
    Talihsiz olan şeyse, insanların hakkımız söyledikleri doğru olmayan, kaba ve aşağılayıcı şeyler. Open Subtitles وماهو مؤسف حقاً أن هنالك أمور كثيره تقال عن الناس طوال الوقت، أمور ليست صحيحة، وليست لطيفة، ومهينة.
    Eğer düşündüğüm şeyse ne şekilde karşılık vereceğim belli. Open Subtitles دعني اوقفك هنا ,لان اذا كان ذلك ما اعتقده .فسيوجد بالتاكيد ما احتاج لاجابته
    Anlamadığım şeyse, neden zaten istediğin yardıma sahipken... - ...benim yardımımı istediğin. Open Subtitles لكنْ ما لا أفهمه هو سبب حاجتك إليّ في حين يتوفّر لكِ كلّ عون تطلبينه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more