Evet, ihtiyar Adolf tam bir şeytandı, ama kabul etmek lazım, son 1000 yılda bütünlüğünü koruyabilmiş tek varlık da şeytandı. | Open Subtitles | نعم, أدولف هتلر كان شيطاناً لعين ولنواجه الأمر الشيطان هو الشيئ الوحيد الذي نجى |
Ve gece kulübünde öldürdüğümü gördüğün şey o da bir şeytandı. | Open Subtitles | و ذلك الشي الذي رأيتيه أقتله في النادي لقد كان شيطاناً أيضاً. |
Caleb'ın gördüğü şey şeytandı ve şeytanı kızın içinden çıkarmak için bir haçla onu damgaladı. | Open Subtitles | كل ما رآه [كاليب] كان شيطاناً واستخدم الصليب ليخرجه منها |
Belki de hayalete gebe olan bir şeytandı. | Open Subtitles | أو ربّما يكون شيطاناً حاملاً بشبح |
Ama şeytandı. O kız tam bir şeytandı. | Open Subtitles | لكنها كانت شيطانة تلك الفتاة كانت شريرة |
Küçük bir şeytandı ama harikaydı. | Open Subtitles | كان شيطاناً صغيراً , لكنه رائعاً |
- Bu kesinlikle bir şeytandı. | Open Subtitles | -لقد كان بالتأكيد شيطاناً |
Kabil bir şeytandı. | Open Subtitles | قابيل" كان شيطاناً" |
- Roger bir şeytandı. | Open Subtitles | -روجر) كان شيطاناً) |
- O bir şeytandı. | Open Subtitles | كان شيطاناً |
Ama şeytandı. O kız tam bir şeytandı. | Open Subtitles | لكنها كانت شيطانة تلك الفتاة كانت شريرة |