Teşekkürler, hayatım. Şimdiler sık pişir şişelerinde. | Open Subtitles | شكراً يا عزيزي، إنها تأتي في زجاجات مضغوطة الآن |
LeBlanc uyuşturucu satıcılığından tutuklandığında anason özü şişelerinde GHB bulmuşlar. | Open Subtitles | وعندما تم اعتقال لبلانق بسبب الاتجار بالمخدرات عثروا على المخدر الخاص بة فى زجاجات مُستخلص اليانسون |
Bazı bira şişelerinde onun DNA sını bulduk. | Open Subtitles | وجدنا حمضه النووي على بعض زجاجات البيرة |
Aynı karaltı izleri şarap şişelerinde ve yatak odalarında da bulunmuştu. | Open Subtitles | اللطخات نفسها وُجِدتْ على قناني نبيذِ وفي غرفِ النوم. |
Pekâlâ millet, olay şu ki 1947'den sonra üretilen tüm şarap şişelerinde az da olsa radyoaktiflik vardır. | Open Subtitles | حسناً، يا جماعة، الأمر وما فيه أن جميع قناني النبيذ بعد 1947 تحوي كميات ضئية من مواد مشعّة نشطة |
Sıkmak şişelerinde humus satmak gibi. | Open Subtitles | مثل بيع الحمص في زجاجات الضغط. |
DNA? Bira şişelerinde ki? | Open Subtitles | الحمض النووي من زجاجات البيرة |
Howard Hughes çişini süt şişelerinde saklarmış. | Open Subtitles | هاوارد هيوز) حفظ بوله في زجاجات الحليب) |
Parfüm şişelerinde parfüm saklamaktır. | Open Subtitles | واخفاء قناني الكحول والعطور |
...bu şarap şişelerinde. | Open Subtitles | ...خزنتهم في قناني النبيذ هذه |