Sevgini bir şişeye koy ve hergün ondan bir yudum içeceğine söz ver. | Open Subtitles | يجب ان تضع حبك فى زجاجة وتعد نفسك ان تشرب منها كل يوم |
Suyu şişeye koyarsın, şişe haline gelir. | TED | يمكنك وضع الماء داخل زجاجة، فيصبح الماء زجاجة. |
şişeye gir. Adrian'ı yakalamalıyım. | Open Subtitles | إدخل فقط فى القارورة أريد أن أكون أدريان |
Yerime yeni alıştım. şişeye yap. | Open Subtitles | ،لقد إترتحت للتو في المقعد استعمل القارورة |
şişeye fazla zarar vermemişsin. Bana yardım etmek ister misin? | Open Subtitles | أنت لم تصيب ضررا كثيرا بتلك القنينة اتمانع لو شربت؟ |
Paul, sonradan plaja götürülecek bir şişeye dokunmuş. | Open Subtitles | مَسَّ بول قنينة الشمبانيا الذي يَصِلُ إلى الشاطئِ. |
- Sen de lavaboya mı işiyorsun? Evet, bir şişeye ya da paralı makineye işeyecektim ama bu daha medeni geldi. | Open Subtitles | أجل, لقد كنت سأفعلها في قارورة أو في آلة البيع، |
Üstat olmasını bırak. Aldığı şişeye bak. | Open Subtitles | انسى كونه معلماً وانظر للزجاجة التى التقطها |
Sen böyle dağ kadar büyükken... elimle tuttuğum bir şişeye nasıl sığdın? | Open Subtitles | كيف يمكن لأحد ضخم كالجبل مثلك أن يدخل إلى زجاجة صغيرة |
Bir keresinde bir adamı bir balığı şişeye koyarken gördüm ve kapağını iyice bağladı ve onu bebek ahtapota attı ahtapot da şişenin etrafında bir tur attı iki dakikadan az sürede içeriye sızdı ve balığı yedi | Open Subtitles | ذات مرة شاهدت شخص يضع سمكة فى زجاجة و بعدها سدها و احكام اغلاقها و القاها الى صغير الاخطبوطم |
Yani silah olarak kullanılmadan önce şişeye yapışmış. | Open Subtitles | لذا كان عالقا على زجاجة قبل استخدامه كسلاح. |
Bir şişeye saklanmış galaksilerarası bir mesaj gibi. | Open Subtitles | كأنها رسالة عابرة للمجرات في زجاجة ملقاة في البحر |
şişeye yapmanı istemiyorum. Evsizler şişeye yapar. | Open Subtitles | لا أريدكما أن تصلا لأستعمال القارورة فهذا ما يفعله المتشرّدين |
Şu ufacık ayaklarını oraya çek... hapları şişeye koy ve anneciğine uzat. | Open Subtitles | فقط سر بقدميك الصغيرتين الى هناك وعبئ الحبوب في القارورة .. |
Bir çeyrek mil yarıçapı içinde bu şişeye maruz kalan herkes önümüzdeki altı saat içinde ölmüş olacak. | Open Subtitles | أيّ شخص ضمن قطر نصف ميل من هذه القارورة سيفارق الحياة خلال الساعات الأربع أو الست المقبلة |
şişeye her gün biraz bundan ekle. | Open Subtitles | أضف قليلا من هذا النبيذ إلى القنينة كلّ يوم |
Yemek çubuğunu şişeye dokunmadan ya da onu kırmadan çıkart. | Open Subtitles | إستخرج عود الطعام بدون لمس القنينة أو كسرها. |
Bunlar benimdi. Bu şişeye 30 dolar verdim. | Open Subtitles | هذه المشاريب لي قنينة الشراب هذه كلفتني 30 دولارا |
Şanslısınız ki, birazını şişeye koymuştum. | Open Subtitles | لحسن حظّكما، جمعتُ القليل منه في قارورة. |
- Sizi de çocukları da seviyorum. - Canın sıkılsa şişeye sarılıyorsun. | Open Subtitles | تعلم بأنني أحبك وأحب الأولاد - أول علامة على التوتر ، لقد وصلتِ للزجاجة - |
Mumları alıp şişeye dolduruyor sonra onu sallıyor ve böylece her yere patlıyor. | Open Subtitles | إنه يأخذ الحلوى ويضعها فى داخل زجاجات اللتر ويهزّها كى تنفجر فى كل مكان |
şişeye ateş etmekle insana ateş etmek arasında büyük bir fark var. | Open Subtitles | هناك فرقُ شاسع بين الرمي على الزجاجات والرمي على الأشخاص. |
O şişeye koymak isteyeceğiniz bir şey mi? | Open Subtitles | هل هيء شيء تريدونا كبته |
Peki Norn hala Inari'nin güçlerinin olduğu şişeye sahip mi? | Open Subtitles | هل (النورن) لاتزال محتفظة بـ طاقة (إناريا) معبأة بزجاجة. |
Kullandığını kanıtlamak için şişeye işaret mi koymuş? Evet. | Open Subtitles | أَشّرَ القنينةَ في الحقيقة لذا هو هَلْ يَعْرفُ إذا تَأْخذُ البعضَ؟ |
Hiç kimse Trent Appelbaum'u tekrar şişeye koymuyor. | Open Subtitles | لا أحد سيضع : ترينت ابلباوم" مره اخرى في القنينه |
Ben şişeye ateş etmemek. Ben ipe ateş etmek. | Open Subtitles | أنا لا أسدد على الزجاجة أنا أسدد على الحبل |
kim olduğunu bilmiyorum ve geldiğin şişeye ...geri dönmeni öneriyorum. | Open Subtitles | إذا كنت لا تعلم أين هو الهندي، فأقترح أن تعود زاحفاً إلى الزجاجة التي أتيت منها |