Bana öyle geliyor ki, Bu gece senin ihtiyaçların şişeyle karşılanmış.! | Open Subtitles | يبدو أنك قد لبيت إحتياجاتك مع الزجاجة الليلة |
Eminim her gün bu şişeyle arkadaşlık etmek reklamcılığı en yüksek maaştan bile daha cazip kılıyordur. | Open Subtitles | أراهن بأن عقد صداقات يوميـة مع هذه الزجاجة تجذب أشخاص أكثر إلى مهنة الإعلانات أكثر من أي راتب ممكن أن تحلم به |
Ona şişeyle vurup kafasını yere vurmuşsun. | Open Subtitles | لقد ضربها بالزجاجة ، وحطم رأسها على الحائط |
Sarhoşun teki içeri dalıp sana bir şişeyle saldırsa aslen şiddet yanlısı bir kişilik olmasam bile ona yumruğu çakarım. | Open Subtitles | إذا سكير هاجمك هنا ستهاجمينه بالزجاجة كنت سأضربه برغم أني لست عنيفا بطبعي |
Üzgünüm ama benim kitabıma göre, biri sana bir şişeyle gelirse, ki ölümcül bir silahtır, sonuçlarına katlanması lazım. | Open Subtitles | في رأيي ، مع الأسف لو هاجمك شخص وفي يده زجاجة وهذا سلاح مميت ، فعليه أن يتحمل العواقب |
Graffitici arkadaşların ona bir şişeyle vurdular. Annenin dükkanına sıçtılar. | Open Subtitles | أصدقاءك الرسامون ضربوه بقنينة خرّبوا متجر أمّك |
Çalan kişiyi yakalamış, ancak hırsız kafasına şişeyle vurup kaçmış. | Open Subtitles | لقد اوقع الرجل, لكن السارق حطم جمجمته بزجاجة و هرب |
Küçük bir şişeyle anahtarlığa takarsın. | Open Subtitles | يمكنك شراؤها بقارورة ويمكنك رفقها في سلسلة مفاتيح |
Kıza, şişeyle ilgilenen bir müşteriyi temsil ettiğimi söylerim ne çıkar bakarız. | Open Subtitles | سوف أخبرها بأنني ذلك العميل الذي يهتم بأمر الزجاجة . انظر مالذي استطيع فعله |
İşte bu şişeyle olan küçük oyunumuz borçlarımı temizledi. | Open Subtitles | مهلا , انظر , جولتنا الصغيرة مع الزجاجة أزالت ديوني |
O şişeyle yapmaya çalıştığın şeyle karşılaştırınca mı? | Open Subtitles | أتعنى مقابل ما كنتَ تنوي فعله، بواسطة الزجاجة المكسورة؟ |
Hangisini daha çok sevdim bilmiyorum kafasına şişeyle vurduğunda onun suratındaki ifadeyi mi yoksa onu masaya fırlattığında senin suratındaki ifadeyi mi? | Open Subtitles | النظرة الَّتي اعتلت وجهه عندما ضربته بالزجاجة. أو تلك النظرة الَّتي اعتلت وجهكَ حين ضربته بالطاولة. |
Biri kafasına şişeyle vursun! | Open Subtitles | -أضربه بالزجاجة إنه في حاجة إلى مصح المجانين |
Elinde şişeyle ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تفعله بالزجاجة اللعينة يا رجل ؟ |
400 yıl önce cam üreticileri şişeyle başlayıp onu kağıt gibi açıyordu. | Open Subtitles | منذ أربعمائة عام قام بصناعة زجاجة ثم تم فردها في شكل صفيحة |
Böyle anlarda her zaman ayakta kalmayı başaran biri bile bir şişeyle mesaj gönderme ihtiyacı duyar. | Open Subtitles | أوقات حتى أكثر الناجين إبداعاً يحتاج لوضع رسالة في زجاجة أو على جهاز الرد الآلي |
Benim kitabıma göre, kusura bakma ama biri üstüme elinde şişeyle gelirse ki bu oldukça tehlikeli bir silah, eleman bunun sonuçlarına katlanır. | Open Subtitles | في رأيي ، مع الأسف لو هاجمك شخص وفي يده زجاجة وهذا سلاح مميت ، فعليه أن يتحمل العواقب |
Ya dört yıl önceki maktulün ırzına şişeyle geçilmediyse? | Open Subtitles | أجل. ماذا لو الضحيّة قبل أربع سنوات لم تُغتصب بقنينة صودا؟ |
Yolda, yüzünde aptal bir ifadeyle yürüyen bir... adam görünce, şişeyle kafasını kırmak istiyorum. | Open Subtitles | ارى رجلا يمشي بالشارع بنظرة غبية على وجهه و ارغب بضربه على رأسه بزجاجة |
Beni daha öncede sahte şişeyle kandırdın. Şimdi de sihrime yanıt vermiyor. | Open Subtitles | خدعتني مرّة بقارورة مزيّفة والآن هذه القارورة لا تستجيب لتعويذتي |
Hepsi benim hatam. Herife şişeyle vurmamalıydım. | Open Subtitles | هذا خطأي ، لم يكن يجب أن أضربه بالزجاجه |
Çarşamba, bir kaza olmuştu, adamın biri şişeyle... | Open Subtitles | يوم الأربعاء، كان هناك حادثةُ، رجل مَع قنينة - |
O bir şey yapmadı. Ben ona şişeyle vurdum. | Open Subtitles | انه لم يفعل أي شيء , لقد أصبته بالقنينة |
şişeyle hızlı, doldururken yavaşımdır. | Open Subtitles | سريع من القناني و ماهر في سكبها |
Babam kafama bir şişeyle vurmalıydı. | Open Subtitles | كان ينبغي على والدي أن يضربني على رأسي بقنّينة حينذاك |