"şiddetli bir" - Translation from Turkish to Arabic

• عنيفه
• ضارية
• لك حبًّا
• صفعة قوية على
• حاد في

Ama silah kaçıran adamları yakalamak şiddetli bir çarpışma demektir.
ولكن ملاحقة هؤلاء المتعاملين مع الأسلحه سيضمن لنا مجابهه عنيفه.

Elindeki ipteki şiddetli bir çekişle uyandı. Kayıp giden ip, elini yakıyordu.
إستيقظ الرجل العجوز على رجه عنيفه " " و الحبل يكاد يحترق و هو ينساب بين يده

Sınırlarımızı ihlal etmeye kalkanlar, şiddetli bir direnişle karşılaşacaklardır.
أي محاولة لإختراق الحدود سوف تواجه مقاومة ضارية

Ancak bütün bu canlılar, yaşama alanı için şiddetli bir rekabet anlamına geliyor.
لكن هذا يعني أن المنافسة على مساحة العيش ضارية.

Çocuk garip ve şiddetli bir sevgiyle annesine bağlıydı.
كان يحمل الولد لك حبًّا عظيمًا وتعلقًا غير مفهوم

Birinin bana şiddetli bir tokat atması gerek.
أريد أن يصفعني أحد صفعة قوية على وجهي.

Geçen gün duştan çıktığımda... havluyu almak için eğilince... göğsümde şiddetli bir ağrı hissettim.
في ذلك اليوم خرجت من الاستحمام وانحنيت لأمسك بمنشفة وشعرت بألم حاد في صدري

- Bizi öylece bırakmaz. - şiddetli bir dövüş olmuş.
انها لن تتركنا تريستان,كانت معركه عنيفه

Öfkeleri şiddetli bir fırtınaya dönüştü.
غضبهم تحول الى عاصفه عنيفه

Billie şiddetli bir çatışmaya karıştı.
بيلي متورطه في مواجهه عنيفه

- Onun şiddetli bir çizgisi var, hepsi bu.
-لديها نزعه عنيفه.. حسنا

Yolunu aramaya devam ederken şiddetli bir fırtına çıkar.
بينماكانيبحث، بدأت عاصفة ضارية

şiddetli bir savaş mı?
حرب ضارية ؟

Ama mide ve bağırsaktaki şiddetli bir ağrıdan da olabilir.
في العادة هو إشارة على إدمان الكحول لكن يمكن أن يحصل من إضطراب حاد في الجهاز الهضمي.

Omuzlardan bel kemiğine kadar şiddetli bir ağrı var.
أنه ألم حاد في الكتفين وأسفل العمود الفقري.