şimdiden birkaç gün orada yaşayacağımı hissediyorum, ama terfi harika olur. | Open Subtitles | أشعر بالفعل إنني أعيش هُناك بعض الأيام، لكنه سيكبر بشكل رائع. |
Doughty-Wylie, saldırıyı yöneten kişi şimdiden Victoria Nişanı almış biri. | Open Subtitles | داوتى وايلى الذى قاد الهجوم تم تكريمة بالفعل بصليب فكتوريا |
- Ama şimdiden ağır kayıplar verdik. - NORAD'daki yetkililerle konuştum. | Open Subtitles | لكننا نلنا خسائر فادحة بالفعل تكلمت مع القادة الملحقين عند نوراد. |
Onları nasıl yetiştireceksiniz? Ve o şimdiden Paparelli ile kırıştırmaya başladı. | Open Subtitles | كيف سينتهي بكم الحال انه الان بالفعل يخونك مع الجندي باربلي |
Daha tanışmamış olabiliriz ama onunla nasıl konuşacağımı şimdiden biliyorum. | Open Subtitles | ربما لم أقابله بعد ولكني أعرف مسبقاً كيف أتحدث معه |
Onu gören ilk kişi olacak, şimdiden onun haykırışını duyabiliyorum. | Open Subtitles | وسيكون أول من يراها بل بإمكانى أن أسمعه بالفعل يصرخ |
Geleceğin gökleri kuşların olacak zaten şimdiden çevresinde gelişme halindeler. | Open Subtitles | تنتمي سماء المستقبل الآن للطيور التي تزدهر بالفعل في الجوار |
Kırmızı hapın ne olduğunu bilmiyorum ama şimdiden 2 tane aldı. | Open Subtitles | لا أدري ماهي هذه الحبوب الحمراء لقد تناول منها اثنان بالفعل |
Daha evli bile değiliz ve sen şimdiden beni dinlememeye başladın. | Open Subtitles | لم نتزوج حتي الآن وأنتِ بالفعل توقفتِ عن الاستماع إلي كلامي |
şimdiden, aramızdan birçoğu kapitülasyon fikrini konuşmaya başladı, daha önce Anubis'le yaptıkları gibi. | Open Subtitles | بالفعل ، الكثير منا قد بداء الحديث عن الاستسلام مثلما كان يفعل أنوبيس |
şimdiden ikinizi çatal bıçak takımı veya yastık seçerken hayal etmeye başlamıştır bile. | Open Subtitles | إنه بالفعل يتخيل كلاكما وأنتما تمشيان بالمهد تختارون أدوات الطاولة و تلقون بالوسادات |
- Hayır! Kalamam, Carl. şimdiden üç saat gecikmiş olduğum bir provam var. | Open Subtitles | لا، لا يمكننى البقاء يا كارل فلدى بروفة ولقد تأخرت ثلاث ساعات بالفعل |
Radara göre şimdiden sahil kesiminde yağış başladı.... ...ve hızla kuzeye doğru ilerliyor. | Open Subtitles | الرادار يظهر بالفعل زيادة عجلة السرعة عبر المناطق الساحلية و تتحرك بسرعة للشمال |
şimdiden birbirinize evcil hayvan lakapları verdiniz demek. Kes sesini, Matthew. | Open Subtitles | هذا جميل , أنتم يا رفاق لديكم بالفعل أسماء لبعضكم البعض |
- Her neyse şimdiden hoşuma gitti bile. Önce neden Phil'i çağırmıyorsun? | Open Subtitles | تعجبني ذلك بالفعل ولكن أولا ، لماذا لا نذهب ونحصل على فيل؟ |
şimdiden bir parmağını kaybetti. Şehrin her yanına parçalarını mı bırakacak? | Open Subtitles | لقد خسر بالفعل إصبعاً لن يترك قطعاً في جميع أنحاء المدينة؟ |
Önemli değil. Bir sonraki kitabımın kapak yazısını şimdiden görebiliyorum. | Open Subtitles | بإمكاني أن أرَ المقولة بالفعل على الغلاف الخارجي لكتابي القادم. |
Birkaç saattir birlikteyiz ve ben şimdiden depresyona girdim bile. | Open Subtitles | قمنا بعد ساعات معدودة.. .. و كنت بالفعل الاكتئاب لي. |
Seni şimdiden yorduysa Jamie yerini doldurmaktan çok mutlu olurum! | Open Subtitles | لو نزعت ملابسها مسبقاً, يا جايمي يسرني أن أشغل مكانك |
Tanrım, daha geleli 5 dakika oldu ve daha şimdiden sıkıntıdan patlıyorum. | Open Subtitles | يا إلهي لقد عبرت خمس دقائق فقط وقد بدأت أشعر بالملل مسبقا |
şimdiden rica ederim. Sana hakem nasıl tavlanır onu göstereceğim. | Open Subtitles | أنتِ على الرحب و السعة مقدماً سأريك كيف تكسبين الحكام. |
Ama iyi haber şu ki, buzlanmadan önce muhtemelen 10 ile 100 yıl kadar zamanımız var -- o yüzden, şimdiden eldiven stoklamaya başlamayın. | TED | لكن الخبر الجيد أننا نحتاج ما يقارب من 10 أس 100 سنة قبل أن يبدأ التجمد الكبير لذا لا داعي لتجهيز قفازاتك من الآن. |
Daha yeni başladığını biliyorum ama şimdiden iğrenç bir hâl aldı. | Open Subtitles | أعلم أنك مازلتَ في البداية لكن ما ستقوله مقرفٌ منذ الآن |
Espri anlayışını şimdiden kaybettiğini söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك فقدت حسّك المرحي بهذه السرعة |
$100'lık saçınla dalga geçeceğim için şimdiden özür dilemek istedim. | Open Subtitles | لذا أعتذرُ سلفاً عن استهزائي بتسريحتك ذاتِ الـ 100 دولار. |
Bir kere böyle bir şey yaptım ve şimdiden onlardan biri oldum. | Open Subtitles | مرة واحدة.. فعلتها مرة واحدة ، وها أنا ذا أصبحت واحدة منهم |
- Eminim şimdiden biliyorsundur. - Bazen ben de öyle düşünüyorum. | Open Subtitles | انا متأكدة بأنك تعرفين ذلك مُسبقاً - أحياناً أظن ذلك - |
Carolyn şimdiden acı çekiyor ve bu şekilde ölmek istemiyor. | Open Subtitles | كارولين تعاني سلفا و لا تريد ان تموت بهذه الطريقة |
Bana ne Melanie'den! şimdiden hasta. Aslında bebeğini doğurmaması gerek. | Open Subtitles | إنها مريضة بالفعل لم يكن مفروضاً أن تحمل أصلاً وربما تمر بوقت عصيب |
Ama şimdiden itibaren, eğer kız kalırsan, her şey daha kolay olur. | Open Subtitles | ولكن من الان فصاعداً الأشياء ستكون اسهل إذا بقيتي كفتاة |
şimdiden sonra, tüm gün boyunca saklanman gerekiyor. | Open Subtitles | من الآن فصاعدا يجب أن تبقى هنا طوال اليوم |
Derslerimiz bu hafta başladı ve şimdiden Ticaret Okulu yöneticiliğine seçilmeye adayım. | Open Subtitles | سألعب أولاً. فقد بدأنا أسبوعنا الأول من الدراسة. وبالفعل رُشجتُ أن أخدم |