| Görünüşe göre, izlediğim insanların hayatlarındaki bazı bölümleri bitirdiğimde... şimdiki zamana geri dönüyorum. | Open Subtitles | يبدو أني أعود للحاضر عندما أنهي فصلا في حياة الناس الذين أتعقبهم |
| Görünüşe göre, izlediğim insanların... hayatlarındaki bazı bölümleri bitirdiğimde şimdiki zamana geri dönüyorum. | Open Subtitles | يبدو أنني سأعود للحاضر عندما أنهي فصلا من حياة الناس الذين أتعقبهم |
| Gittiğim zamanı kontrol edemiyorum, ama izlediğim insanların hayatlarındaki... bazı bölümleri bitirdiğimde şimdiki zamana geri dönüyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع السيطرة على الزمن الذي أقصده لكن يبدو أني أعود للحاضر عندما أنهي فصلا في حياة الناس الذين أتعقبهم |
| Çoğumuz giderek geçmişe olduğu kadar gelecek veya şimdiki zamana da bağlı durumdayız. | TED | المزيد والمزيد منا تضرب جذوره في المستقبل أو في الحاضر قدر ما هي في الماضي. |
| Görünüşe göre geleceğimize yatırım yapmak için şimdiki zamana yatırım yapmalıyız ve çocuk sahibi olmak isteyen ebeveynlere yardım etmeliyiz. | TED | يبدو أنّه لأجل الاستثمار في مستقبلنا، علينا فعلاً الاستثمار في الحاضر ومساعدة أولئك الناس الذين يريدون أن يصبحوا آباءً. |
| Gelecekteki piyangoyu yakalamak için, belki de şimdiki zamana bahis oynamalısınız. | Open Subtitles | ربما عليك الرهان بما أنت عليه في الحاضر |
| Yavaş yavaş Suzy'i düşünmeyi bırakmıştım ve kendimi şimdiki zamana atmıştım. | Open Subtitles | (توقفت تدريجياً عن التفكير بشأن (سوزى وسحبت نفسى للوقت الحاضر |
| Uyan ve şimdiki zamana geri dön. | Open Subtitles | تحرري و عودي للوقت الحاضر |
| Ama, izlediğim insanların... hayatlarındaki bazı bölümleri bitirdiğimde şimdiki zamana geri dönüyor gibiyim. | Open Subtitles | يبدو أني أعود للحاضر عندما أنهي فصلاً من حياة الناس الذين أتعقبهم |