Devlet, biz bu anlaşmaya garanti verirsek şirketin için kesinlikle daha yüksek bir değer biçemez. | Open Subtitles | الحكومة , إذا قمنا بضمان تلك الصفقة لن تضع سعراً أكبر من هذا لشركتك |
Skip, şahsen cebine 100 milyon dolar koydum şirketin için yaptıklarımı saymıyorum bile. | Open Subtitles | سكيب، لقد وضعت شخصيا 100 مليون دولار في جيبك بصرف النظر عما حققته لشركتك |
bunun, şirketin için, baştan aşağı, eşsiz olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | واعتقد انها ستكون فريدة بالنسبة لشركتك |
Hem şirketin için biraz para kazanacak, | Open Subtitles | , أنت ستربحين بعض المال لشركتك |
şirketin için üzgünüm. | Open Subtitles | يؤسفني ماحدث لشركتك |
şirketin için kendi bağlantılarımı kullanıyorum. | Open Subtitles | تستخدم عملائـي لشركتك ؟ |
Eğer bu şirketin için bu kadar önemliyse, yapacağım. | Open Subtitles | إن كان مهماً لشركتك سأفعلها |