"şu kapıdan" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذا الباب
        
    • ذلك الباب
        
    • من الباب
        
    • تلك البوابة
        
    • هذه الأبواب
        
    • هذه البوابة
        
    • من ذاك الباب
        
    şu kapıdan çık, sola dön, sonuna kadar git, tekrar sola ve oradasın. Open Subtitles اخرج من هذا الباب واسلك يساراً، واكمل الممر لأخره واسلك يساراً ثانية، وستجده
    şu kapıdan çık, sola dön, sonuna kadar git, tekrar sola ve oradasın. Open Subtitles اخرج من هذا الباب واسلك يساراً، واكمل الممر لأخره واسلك يساراً ثانية، وستجده
    Çünkü şu kapıdan çıktığımda anlaşma da benimle beraber gider. Open Subtitles لإنني ما إن أخرج من هذا الباب.. فإن الاتفاق لاغٍ.
    Ama siz nerdeyse şu kapıdan çıkıp gitmeme izin verecektiniz. Open Subtitles و أنت كنتِ على وشك السماح لي بإجتياز ذلك الباب
    Ama siz nerdeyse şu kapıdan çıkıp gitmeme izin verecektiniz. Open Subtitles و أنت كنتِ على وشك السماح لي باجتياز ذلك الباب
    - Üzülmemiştin ki. Arkana bile bakmadan, şu kapıdan çıkıp gittin. Open Subtitles أنت لم تكن آسفاً أنت خرجت من الباب و لم تعد
    Çekil şu kapıdan, bizi rahat bırak. Open Subtitles إبتعدي عن هذا الباب ودعينا وحدنا أنا السيدة ويلكس يا كابتن بتلر
    Yanılmıyorsam, onlardan biri her an şu kapıdan girecektir. Open Subtitles و إذا كنت غير مخطئ فإن أحدهما سوف يدخل من خلال هذا الباب فى أى دقيقة
    şu kapıdan her çıkışında bir daha asla gelmeyeceğinden korkuyorum. Open Subtitles ، كل مرة تخرج من هذا الباب أخاف ألا تعود أبداً
    20- 30 dakika önce şu kapıdan çıktı. Open Subtitles خرج من هذا الباب من 20 دقيقة مضت . ممكن 30
    Herhangi biri benim iyi kocam hakkında başka bir iğneleyici imada bulunursa şu kapıdan çeker gider. Open Subtitles اذا سمعت تعليق اخر يحط من شان زوجي سيخرج من هذا الباب.
    Tam şu kapıdan. Kimsenin üstüne basma. Open Subtitles لليمين من خلال هذا الباب واحترس من أن تدوس بقدمك أحد.
    O herif yaşıyorsa, şu kapıdan girer, eşyalarını toplar ve elveda der. Open Subtitles لو ان هذا الرجُل علي قيد الحياة سوف يدخُل من خلال هذا الباب ليلتقط أشيائة ويقول الي اللقاء
    Eğer bir gün şu kapıdan çıkar ve bana bakıp: Open Subtitles وذات يوم من الأيام، قد أكون مارّة عبر هذا الباب وكان بوسعك أن تنظري إلي، وكان بوسعك أن تقولي لي:
    Benimle böyle konuşmaya devam edersen, şu kapıdan çıkıp gideceğim. Open Subtitles آبقى بالتحدث إلي هكذا، عندها سأرحل حالاً من ذلك الباب.
    Hayır, yani... Hemen kalkıp şu kapıdan çıkıp bir daha dönmeyecek birisi. Open Subtitles لا، مجرد شخص يستطيع النهوض فوراً والخروج من ذلك الباب بلا عودة
    Tek yapmanız gereken, şu kapıdan hemen çıkmak ve Romalıları, onu çivilemeden durdurmak! Open Subtitles كُل ما يجب فعله هو الخروج من ذلك الباب الان ومحاولة منع الرومان من تسميره على صليب
    şu kapıdan içeri girdiğinden beri, Gus, Gus, Gus deyip duruyorsun. Open Subtitles منذ و أن ولجت ذلك الباب و أنت تردّد غاس، غاس، غاس
    Şimdi şu kapıdan çıkarsan, seni durdurmayacağım. Open Subtitles لكن إذا تخرج ذلك الباب الآن؟ لن أتوقّفك.
    şu kapıdan çıkıp o çocukla evlenmeden ve onu bir daha göremeyecek olmadan önce gidip onunla konuşur musun? Open Subtitles و إذهب للخارج و تحدث معها ...قبل أن تخرج من الباب و تتزوج من الفتى و لن نراها أبداً
    Başlamadan şu kapıdan gitmesi için ona izin veriyorum. Open Subtitles اذاً فهو حر بأن يخرج من تلك البوابة ألان
    şu kapıdan daha kötülerinin girdiğini de gördüm. Open Subtitles لقد رأيت ما هو أسوء بكثير يأتي من هذه الأبواب
    şu kapıdan geçince duvarların ötesinde, Kudüs yolu üzerinde bazı... dikkatli ol... bazı ahırlara ve mağaralara rastlayacaksın. Open Subtitles انه وقتها كما اخبرتك اذا خرجت من هذه البوابة في طريق اورشليم كن حذرا ..
    - Ne? Bunu şu kapıdan girene sorarız. Open Subtitles حسناً، سنسأل من يدخل من ذاك الباب الأمامي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more