Bu sabah Halifax'taki Cinayet Şube'nin yaptığı toplantıya katıldınız mı? | Open Subtitles | هل ذهبت لموجز بي فريق هامبشير الرئيسي للتحقيق في هيليفاكس هذا الصباح؟ |
Cinayet Şube'ye haber veririm, belki sokak kameralarını kontrol ederler. | Open Subtitles | سابلغ فريق هامبشير الرئيسي للتحقيق ، يمكنهم أن يتحققوا من الصور. |
Kontrol ettirin. Sonra da Narkotik Şube'ye götürün. | Open Subtitles | وإجراء فحص لها، ومن ثمّ أوصلوها إلى إدارة مكافحة المخدرات |
Dedektif Cross, Narkotik Şube'de, evde kalan ek bir eşya var mı? | Open Subtitles | محققة (كروس) هل هناك أيّ عناصر إضافية بقيت في المنزل قبل أن تسلميها إلى إدارة مكافحة المخدرات؟ |
Şube'nin şefini Dışişleri Bakanlığı'na getiren mesele nedir. | Open Subtitles | ما العمل الذي يجلب رئيس القسم التاسع لوزارة الشؤون الخارجيّة؟ |
Girmiş olduğun birsürü ağ sayesinde, 9. Şube'nin farkına vardım. | Open Subtitles | من خلال دخولكِ للعديد من الشبكات، تعلّمتُ أيضًا عن القسم التاسع. |
Ama 9.Şube'de kalma isteğim tamamen bilerek ve isteyerek yaptığım birşeydi. | Open Subtitles | لكن إرادتي الحرّة الخاصّة حاولت البقاء عند القسم التاسع. |
... yaşanılan bütün heycana rağmen, 9. Şube sonunda yedek kuvvet ile yetişti ve ben dahil 2 tane sibernetik bedenden geriye kalanları topladık. | Open Subtitles | القسم التاسع جاء للمساعدة بعد حدوث ذلك مباشرةً، وأخذوا ما تبقى من الجسدان الآليّان ومنّي. |
9. Şube bunun bir terör saldırısı olduğunu ilan etti ve karşılığında Dış İşleri Başkanı istifa etti. | Open Subtitles | القسم التاسع أعلنوا بأنّ كان هذا حادث إرهابي وفي المُقابل، رئيس الخارجيّة استقال. |
Kamu Güvenliği 9. Şube'deki şebek suratlı herif de gelmiş. | Open Subtitles | اللعنة، إنه القرد العجوز من القسم التاسع. |
Şube'nin içinde kalmayı seçerseniz soruşturmayı sürdürebileceksiniz. | Open Subtitles | لكن يمكنكم الاستمرار في التحقيق كأفرادٍ في القسم التاسع. |