Önümüzdeki aylarda gen sürücüleri hakkında bir şeyler duyduğunuzda emin olun duyacaksınız, şunu hatırlayın. | TED | لذلك عندما تسمعون عن التغيير الجيني في الأشهر المقبلة، وصدقوني، ستسمعون ذلك، تذكروا ذلك. |
Küçük gruplar halindeki atölye çalışmalarında çocuğunuz kabadayılığa maruz kalırsa şunu hatırlayın: | Open Subtitles | حيث يمكنكم الاستمرار في نمط ورش العمل في مجموعات صغيرة بينكم تذكروا كلمة ساعة لانه عندما تشعر طفلك بالتخويف |
şunu hatırlayın, Dave Liniger'ın bir zamanlar söylediği gibi, "Grup yemeğine sadece bir çatalla gelerek başarılı olamazsın." | TED | فقط تذكروا كما قال مرّه "ديف لينيجر" "لا تستطيع النجاح عند حضور حفلة مليئة بالطعام و تاتي بشوكة فقط |
ve şunu hatırlayın: Yani eşit olmadığını bildiğimiz bu dünyanın, bu dönemlerini aşacaksak; farklı bir dünyayı hayal edenler sanatçılar olmalıdır. | TED | و تذكروا هذا: بمعني أننا إذا كنا سنعبر هذه اللحظة الراهنة في عالم نعرف فيه أننا غير متساويين، أن من عليه أن يتصور عالما مختلفا هم الفنانون. |
(Video) Eğer nereden başlamanız gerektiğini bilmiyorsanız, şunu hatırlayın ki, başınıza gelen her şey size aittir ve ancak anlatabilirsiniz. | TED | (فيديو) إذا كنتم لا تعرفُون من أين تبدأون، تذكروا بأن كل شيء يحدثُ لكم هو من عندكم وعليكم الاخبار عنه. |
Ay'a bir kez daha baktığınız zaman şunu hatırlayın: bildiğinizi düşündüğünüz şeyler, gerçekten mükemmel bir şey keşfetme fırsatınız olabilir. | TED | في المرة القادمة التي تنظرون فيها إلى القمر، تذكروا: قد تكون الأشياء التي تظنون أنكم على دراية تامة بها فرصة لاكتشاف شيء رائع بحق. |
Kardeşlerim, şunu hatırlayın. Kibar bir davranış sadece erkekçe... | Open Subtitles | تذكروا هذا,يا رفاق صفة الطيبة هى صفة رجولية... |
(Gülüşmeler) Ailece bir araya gelinen zamanlarda intihar etme veya cinayet işlemek isterseniz -- (Gülüşmeler) şunu hatırlayın ki, her birimizin bir rahme düşmesi ve doğması bir mucizedir. | TED | (ضحك) حيثُ تشعرون فجأة في التجمعات العائلية بأنكم ستقتلون أو تنتحرون -- (ضحك) تذكروا ذلك في كل الحالات. إنها لمعجزة أن لا أحد منا، بالتحديد، تم تكوّنه وولادته. |
şunu hatırlayın. | Open Subtitles | تذكروا هذا |