Şuradaki küçük ısıtıcısıyla. | Open Subtitles | ذو السخّان الحراري الصغير هناك |
Şuradaki küçük aptalı görüyor musun? | Open Subtitles | أترين ذلك الداعر الصغير هناك ؟ |
Dostum, Şuradaki küçük aptalı görüyor musun? | Open Subtitles | أترين ذلك الداعر الصغير هناك ؟ |
Şuradaki küçük kaya, orada, büyük kayanın üstündeki bakalım onu vurabilecek misin? | Open Subtitles | تلك الصخرة الصغيرة هناك التي على قمة الصخرة الكبيرة , دعنا نرى ما اذا كنت ستصيبها ام لا. |
Burada oturup Şuradaki küçük ağaca bakacağız. | Open Subtitles | سوف نجلس هنا فقط ونشاهد هذه الشجرة الصغيرة هناك. |
Şuradaki küçük görüntüye bakacak olursanız üzeri örtülü olan Güneş burada. | Open Subtitles | وإذا نظرنا إلى تلك الصورة الصغيرة هنا ها هي الشمس محجوبة |
Şuradaki küçük kutuyu görüyor musun? | Open Subtitles | ترين ذلك الصندوق الصغير هناك ؟ |
Dişler Şuradaki küçük dostumuzdan alındı. | Open Subtitles | الأسنان مأخوذة من صديقنا الصغير هناك. |
Bu Rio’ya giden su. İnsanlar her yere su borularını uzatıyorlar, ve Şuradaki küçük kulübenin de bir pompası var ve işte insanların yaptıkları şey bu: elektriği çalıyorlar; bir pompa kuruyor, su şebekesinden kaçak su alıyorlar ve suyu kendi evlerine pompalıyorlar. | TED | هذا ماء ذاهب الى ريو، والناس يمررون أنابيب المياه في كل مكان ، وذلك الكوخ الصغير هناك به مضخة، وهذا ما يفعله الناس. يسرقون الكهرباء ، ثم يركبون المضخة ثم يوصلونها مع أنبوب الماء الرئيسي، ويضخون الماء الى منازلهم. |
Şuradaki küçük çocuk. | Open Subtitles | ذلك الفتى الصغير هناك |
Etrafta onlara dair hiçbir iz bırakmamışsın Şuradaki küçük bölmende bile. | Open Subtitles | لم تتركي دليلاً على تواجدهم في أي مكان ولا حتى في مقصورتك الصغيرة هناك |
Şuradaki küçük şeyler. | Open Subtitles | هذه الأشياء الصغيرة هناك |
Şuradaki küçük kasaba. | Open Subtitles | البلدة الصغيرة هنا. |