- Örneğin otobanda. | Open Subtitles | مهام بخصوص الطرق السريعة، على سبيل المثال |
Bir süre boyunca aynı insanlara bakabilir - Örneğin, genetik olarak şizofreniye yatkın insanlara, ve anneliğin, genetiğin buna etkisi nedir diye sorabiliriz, akıl hastalıkları üzerinde deneyler yaparak ve üçüncü değişkenleri ayırabiliriz. | TED | يمكننا أن ننظر عبر الزمن لنفس الأشخاص على سبيل المثال الأشخاص المعرضين جينيا لإنفصام الشخصية, و مدى مساهمة الجينات في مسألة الأمومة, و يمكننا عزل متغير ثالث بإجراء تجارب على الأمراض العقلية. |
- Örneğin, Angela ... ölüm garantisi olacaktır. | Open Subtitles | "أنجيلا" , على سبيل المثال ميتة حتى مماتها |
- Örneğin tek boynuzlu atlarla... ..ilgili söylediklerim. | Open Subtitles | - على سبيل المثال,ما أخبرتك به عن000- |
- Örneğin, 2003 Muscadet. | Open Subtitles | - على سبيل المثال, ماسكاديه 2003. |
- Örneğin, David Backham ona diyor ki "Sen, yakışıklı ve yetenekli bir futbolcu olacaksın ve dengeyi sağlamak için de sana cızırtılı bir ses veriyorum. | Open Subtitles | خذ (ديفيد بيكهام) على سبيل المثال فقد قال الرب: " سيقدّر له أن يكون حسن المظهر، ولاعب كرة قدم رفيع الموهبة، |
Bu, yüzde olarak açıklanabilir - Örneğin, kalp krizlerinin %11'i 60 ile 79 yaş arasındaki erkeklerde meydana gelir - ya da oran olarak verilebilir - Avustralya'nın batı kıyısı boyunca dalış yapan iki milyon dalgıçtan bir milyonu köpek balığı saldırısından her yıl zarar görüyor. | TED | يمكن التعبير عنها سواء بنسبة مئوية- على سبيل المثال: الأزمات القلبية تحدث بنسبة 11% من الرجال بين أعمار 60 و 79- أو كتقييم: واحد من اثنين مليون غواص في الساحل الغربي الأسترالي سيعانون من عضة سمك القرش القاتلة في كل عام. |
- Örneğin, Tommy var. | Open Subtitles | من على سبيل المثال ؟ هناك... |
- Örneğin Penelope. - Evet. | Open Subtitles | - بينيلوب، على سبيل المثال. |
- Örneğin. | Open Subtitles | - - على سبيل المثال |