"- ♪" - Translation from Turkish to Arabic

    •   
    Eğer Çin'i neden şaşmaz bir şekilde yanlış yorumladığımızı bilmek istiyorsanız - Çin'in geleceğine yönelik tahminlerimiz yanlış - nedeni budur. TED وان اردتم ان تعلموا لماذا نحن نستمر بفهم الصين بصورة خاطئة وتوقعاتنا دائما مُخطئة في يحدث هناك في الحقيقة ان السبب
    Öylesine ağzım kurumuştu ki - gerçi şu andakinden daha fazla değildir - ama çok fazla ağzım kurmuştu. TED حينها قد جف حلقي ليس كما هي حالي الان .. لانني تحدثت كثيراً ولكن فعلاً كان قد جف حلقي
    Bu nedenle bekleme salonundaki oyun masasıyla başladık - tamamen limonata standı stili. TED لذلك ابتدأنا بوضع طاولة للبطاقات في غرقة الانتظار للعيادة كطاولة بيع عصير الليمون
    Bir yanda, güvenliğe, öngörülebilirliğe emniyete, bağımlılığa, güvenilirliğe ve sürekliliğe olan ihtiyacımız - TED من ناحية، حاجتنا للحماية، للقدره علي التنبوء، للأمان، للإستقلالية ، للثقة ، للإستمرارية
    BG: Bazıları gitti, ama - (Kahkahalar) CA: Neler hakkında tartışırsınız? TED يوم عطلة، ماذا يحدث؟ عماذا تتجادلان؟ بيل: لأننا بدأنا هذا الأمر
    Bu çalışmada liberaller için ortalama olarak, adalet, - burada, herkese eşit davranılması anlamında - sadakatin üzerinde kalmıştır. TED في هذه الدراسة، قام الليبراليون بالمتوسط بوضع ترتيب النزاهة، والتي تعني هنا أن يتساوى الجميع في المعاملة، فوق الولاء.
    Ölüm oranına gelirsek - tutuklanan, hapse gönderilen, yaralananların oranlarından hiç bahsetmezsek -- bizim örneğimizde kişi başına yılda yüzde yediydi. TED فمعدل الوفيات، بدون ذكر معدل الاعتقالات، الذهاب إلى السجن، أو معدل الجروح، فمعدل الوفاة في عينتنا هو ٧ بالمئة لكل سنة.
    Zaten günümüzde yapılabileciğini bildiğiniz birşey, kemik dokusu geliştirmek, ki bundan bir evlilik yüzüğü yapabilesiniz, sevdiğiniz insanın kemik dokusundan - gerçekten. TED شئ يمكن أن يصنع بالفعل هو أن تصنع أنسجة عظام لكي يمكنك صناعة خاتم للزواج من أنسجة عظام الشخص الذي تحبه نفسه
    Bir günde ortalama 4 - 4.5 saat ışık toplar. TED فتجمع في المتوسط أربع ساعات ونصف من ضوء الشمس يوميا
    - onlar kutulardır- her birinin içerisinde oldukça belirgin şeyler oluyor. TED وهى هذه الصناديق , وداخل كل واحدة جد منفصلة شيء يحدث
    Sonra, başınızın çaresine bakacaksınız çünkü salgın 1 buçuk - 2 yıl sürecek. TED و بعدها فأنت وحدك، لأن هذا الوباء سيستمر من 18 إلى 24 شهر.
    Şarkıcılar ayrıca ikincil ses aralıklarını titreştirme yoluyla artırabilirler - titreştirme, bir notanın perdesinin dalgalandığı müzikal bir etmen. TED كذلك يتمكن المطربون من زيادة مداهم من الجزئيات عبر تهديج الصوت وهو تأثير موسيقي تتذبذب فيه حدة الدرجات الموسيقية.
    Demek istediğim - Çin'in bunlara verdiği yanıtla ilgili başka ne eksik? TED أعني، ما الذي لا نعلمه أيضاً في استجابة الصين في كل هذا؟
    Çünkü bal arılarının tüy - kanat genişliği oranı uçmaları için fazla büyüktür. TED لأن نسبة الطنين الى الفراء جناحيها أكبر بكثير مما قد يمكنها من الطيران.
    Bunu yapmayı sadece son 100 - 150 yılda becerdik. TED ونجحنا في تحقيق ذلك في آخر 100 الى 150 عام
    ve iki - TED 2006 temasını ben seçmek istiyorum TED و اثنان – أريد اختيار شعار مؤتمر تيد لعام 2006.
    Gençlere - ve kendimize - kalplerimizi genişletmeyi ve hissettiklerimizi yazmayı öğretmemiz gerekiyor. TED علينا أن نُدَرِّس النشء وأنفسنا كيف نُوَسِّع قلوبنا ونكتب عما يخالجنا من شعور.
    Onunla Doğu Cape'de bir hastanede tanıştık ve koca bir öğleden sonrayı beraber geçirdik - etkileyici bir çocuk. TED وكنت قد قابلتها في مستشفى في مدينة كيب الغربية وقضيت كل فترة بعد الظهيرة معها .. انها فتاة رائعة
    - Ne olursa olsun burada kalmanın senin için güvenli olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles فقط مهما حدث أنا لا أظن أن هذا المكان آمن لبقائك فيه
    - Şimdi. Güvenlik Amiri, sen de onu hastaneye götür. Open Subtitles الان، أما بالنسبة لك يا قائد فريق الآمن، خذها للمشفى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more