| - Carlisle Üniversitesi öğrencisi Gerald Ashbourne'ye yapılan eroinin aynı çeşidiydi. | Open Subtitles | وهو نفس نوع الهيروين التي فعلت ل جيرالد آشبورن، وهو طالب في كلية كارلايل. |
| - Carlisle'ın her şeyle ilgisi var. | Open Subtitles | - كارلايل عِنْدَهُ كُلّ شيء متعلق بهو. |
| - Carlisle'ın peynirini araştırmak isteyebilirsin, Ben. | Open Subtitles | - جبن كارلايل. إستكشفْ ذلك، بن. |
| - Carlisle beni yarattıktan birkaç yıl sonra ben ben ona isyan ettim. | Open Subtitles | بعد أن حولنى (كارلايل) بسنين قليلة تمردت ضده |
| - Carlisle'ın kampanyasındaki adamlara adaylığını açıklayacağı toplantıda sahneye çıkacağını söyledim. | Open Subtitles | -أخبرت (كارلايل) صاحب الحملة بأنكِ ستؤدين أغنيتين في الإعلان |
| - Carlisle. - Evet! Evet, Carlisle. | Open Subtitles | نعم نعم كارلايل |
| - Carlisle'ı veriyorum. - Bella? Neler oluyor? | Open Subtitles | (هنا يا (كارلايل - (ما الأمر يا (بيلا - |
| - Carlisle'la ilgili mektubunu aldım. | Open Subtitles | -وصلتني رسالتك بخصوص كارلايل |
| - Carlisle dosyalarını hazırladın mıı? | Open Subtitles | ـ هل قدمت أوراقك لـ(كارلايل) ؟ |
| - Carlisle. | Open Subtitles | كارلايل |