"- joel" - Translation from Turkish to Arabic

    • جويل
        
    • جول
        
    Bu erkek arkadaşım. - Joel Stephens. Ağustos Böceği'nin Acısı en sevdiğim kitaptır. Open Subtitles توم مرحبا هذا صديقي جويل ستيفنس رثاء السيكادا هو كتابي المفضل على الاطلاق
    - Joel, seni sevdiğimi biliyorsun, değil mi? Open Subtitles تعلمين بانني اصبح عصبي تجاه المطارات وكما تعلمين جويل تعلم بانني احبك, اليس كذلك؟
    - Joel, kemeri takmalısın. - Kemer bebekler içindir. Open Subtitles جويل يجب عليك ارتداء الحزام الحزام من اجل الفتيات
    - Bu isteğin bu kadar güçlü olması çok garip. - Joel, bana bak. Open Subtitles انة عجيب كم هذة الرغبة قوية جول انظر لى يجب ان تاكل عشاؤك
    - Joel bunu asla kabul etmez. - Sen orasını bana bırak. Open Subtitles ــ جول سوف لن يوافق مطلقا على فعل هذا ــ حسنا, أترك الأمر لي
    - Joel'i sabote ediyorsun çünkü o resimden çıktığında sana geri döneceğimi düşünüyorsun. Open Subtitles نعم، انت تخرب جويل لأنك تعتقد أنه بمجرد ما أن يخرج من الصورة، سأعود إليك
    - Joel, ne işin var burada? Open Subtitles مرحباً عزيزتي جويل ماذا تفعل هنا؟
    - Joel'in burada ne işi var? Open Subtitles ماذا يفعل جويل هنا بحق الجحيم؟
    - Joel, sıranın önüne geçip ameliyata başlamam gerekiyor. Open Subtitles جويل " علي القفز في الصف " لفتح صدره - الآن ؟
    - Joel, Güney sana iyi gelmiş gibi görünüyor. Open Subtitles جويل يبدوا بأن الجنوب يعاملك بشكل جيد
    - Joel, gerçekten geç kalma problemin varmış. Open Subtitles جويل لديك حقاً مشكلة في التأخر
    Ve akşamınızın da. - Joel, Tanrıya şükür telefonu açtın. Open Subtitles و أمسيتكم جويل شكراً للرب لقد أجبت
    - Joel ... - Aksi takdirde, sadece kabul etmelidir ne onların onkolog söyledi , Open Subtitles جويل بطريقه اخرى يجب عليكى فقط تقبل
    - Joel'e sorman gerekmez mi? Open Subtitles أليس هذا شيء عليك أن تطلبه من " جويل " ؟
    - Joel, çok yakışıklısın. - Senin Sean'ını tanıyor. Open Subtitles جويل) أنتَ وسيم جداً) إنها تعلم (شون) الخاص بكِ
    - Joel, söylemek istediğim bu değildi. Open Subtitles لقد كنتِ تقضين - جويل) ليس هذا ما أقصده) -
    - Joel, gönderdiğim hastanın durumunu inceleme fırsatın oldu mu? Open Subtitles جويل) هل استطعت أن تلقي نظرة على الحالة التي بعثتها ؟
    - Joel, bir masa dolusu kamyonetçiye meydan okudu, tavuk kanadı yeme konusunda. Open Subtitles لقد ذهبتم لنصف ساعة؟ لقد تحدى جول طاولة مليئة بسائقي الشاحنات
    - Joel! - Beni kucağına almasını istiyorum. Open Subtitles جول اريدها ان تلتقطنى ايس كريم
    - Benimle dalga geçiyorsun. - Joel, hayır! Open Subtitles نعم انت تمزحين معى جول انا لا امزح
    - Ama ayrıca baştan çıkartan. - Joel, senden gerçekten hoşlanıyorum. Open Subtitles ومازال هذا يغريك جول, انا حقا احبك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more