"- ne yazık ki" - Translation from Turkish to Arabic

    • لسوء الحظ
        
    • أخشى أنه
        
    • من السئ اننا
        
    • ما أخشى
        
    • للأسف
        
    - Ne yazık ki teknemizde mümkün değil efendim. Open Subtitles لسوء الحظ أنت تفعل ذلك لكن عندما تكون فى قاربنا يا سيدى قاربكم
    - İki lüks oda. - Ne yazık ki hepsi alındı. Open Subtitles غرفتان من الدرجة الاولى لسوء الحظ سيدي لقد تم حجز الغرف مسبقا بالفعل
    - Ne yazık ki eğer bu hazine gerçekse, büyük ihtimalle kırmızı tünellerden birinde. Open Subtitles لسوء الحظ إن كان هذا الكنز موجوداً فإنه موجود على الاغلب في واحد من الأنفاق الحمراء
    - Ne yazık ki gitmenizi istemek zorundayım. Open Subtitles أخشى أنه علي الطلب منك أن تخرج.
    - Ne yazık ki, hayır. Resmi iş. Open Subtitles ـ أخشى أنه لا يُمكنك ذلك ، إنه عمل رسمى
    - Ne yazık ki öldürmek zorundayız. Open Subtitles من السئ اننا سنحتاج الى قتله
    - Ne yazık ki, büyük bir riske girdiniz. Open Subtitles أنت تأخذين فرصة كبير، على ما أخشى
    - Don Bartolo del Castillo. - Ne yazık ki onunla tanışamadık. Open Subtitles "دون "بارتولو ديل كاستيلو لقد سمعت عنه، ولكننى للأسف لم أقابله أبدآ
    - İzin ver bitireyim. - Ne yazık ki, bu sıralarda, Çok işim var. Open Subtitles لسوء الحظ ، في الوقت الحاضر عندي الكثير من الاعمال
    - Ne yazık ki birlikte çalıştıklarına dair güçlü bir dayanağımız yok. Open Subtitles لسوء الحظ, ليس لدينا دليل ملموس أنهم يعملون سوياً
    - Ne yazık ki vuramadın! - Bu adam şerbetli! Open Subtitles لم تصبه لسوء الحظ - هذا الرجل لا يقهر -
    - Ne yazık ki işe yaramıyor. - Neden? Open Subtitles لسوء الحظ فهي بلا فائدة لماذا ؟
    - Ne yazık ki o kadar basit değil. Open Subtitles حسناً، لسوء الحظ إنه ليس بتلك السهولة.
    - Ne yazık ki o uçak Kansas üstünde. Open Subtitles لسوء الحظ تلك الطائرة توشك أن تهبط بـ"كنساس" الآن.
    - Ne yazık ki şu an kapalıyız. - Doğru. Open Subtitles لسوء الحظ ، نحن لا نعمل لساعة أخرى
    - Ne yazık ki evet - Olay Ne? Open Subtitles نعم , لسوء الحظ ماذا حصل؟
    - Ne yazık ki tıraş uşaklarının hepsi... Open Subtitles ...لسوء الحظ , المختص بالحلاقة موجود في
    - Ne yazık ki bir sorunumuz var. Open Subtitles لسوء الحظ لدينا مشكلة
    - Ne yazık ki artık veda zamanı geldi. Open Subtitles أخشى أنه هنا حيث نودع بعضنا البعض
    - İkisine de veririm. - Ne yazık ki bunu yapamayız. Open Subtitles ـ سوف اقتسمه ـ أخشى أنه لايمكننا
    - Ne yazık ki evet. Open Subtitles أخشى أنه كذلك للأسف
    - Ne yazık ki öldürmek zorundayız. Open Subtitles من السئ اننا سنحتاج الى قتله
    - Ne yazık ki fazla uzun sürmez. Open Subtitles ليس طويلاً على ما أخشى
    - Don Bartolo del Castillo. - Ne yazık ki onunla tanışamadık. Open Subtitles "دون "بارتولو ديل كاستيلو لقد سمعت عنه، ولكننى للأسف لم أقابله أبدآ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more