- Sadece bir şifre kırmanın bir sürü yolu var. | Open Subtitles | إنها مجرد كلمة مرور .. هناك طرق لإختراقها |
- Sadece bir söylenti. - Ben yaparken gördüm. | Open Subtitles | إنها مجرد اشاعات لقد رأيته يقوم بذلك |
- Sadece bir tane, lütfen. Tamam. Hadi hep birlikte çektirelim. | Open Subtitles | واحدة فقط ، من فضلك حسناً ، لتكن صورة لنا جميعاً |
- İyi olacak mı? - Sadece bir sıyrık. Yaşayacak. | Open Subtitles | ـ هل سيكون بخير ـ إنه مجرد خدش سوف يعيش |
- Sadece bir çizik, unuttum gitti. - Dediğine bak ! | Open Subtitles | انه مجرد خدش, لن أشعر به - انظرى ماذا يقول - |
- Sadece bir fikir olarak söylüyorum. | Open Subtitles | انها مجرد فكرة - انسى أمره هل فعلت ذلك ؟ |
- Sadece bir gece. Sabah gömülüyor. - Dükkana bakacaksın. | Open Subtitles | ليله واحده فقط دُفنت الصباح |
- Sadece bir lanet. İyi günler. | Open Subtitles | . إنها مجرد لعنة، يوم جميل |
- Sadece bir fransız şapkası, Anne! | Open Subtitles | إنها مجرد قبعة فرنسية يا أمي |
- Sadece bir merak. | Open Subtitles | ـ إنها مجرد هواية |
- Sadece bir soru. - Ne hakkında? | Open Subtitles | إنها مجرد أسئله يا صاح - بشأن ماذا ؟ |
- Tamam, 0 negatif ver o zaman. - Sadece bir ünite kaldı. | Open Subtitles | حسنا كل المتبقى من تلك الفصيلة هى وحدة واحدة فقط. |
- Sadece bir parça al, tüm kutuyu değil. | Open Subtitles | خذي قطعة واحدة فقط لا تأخذي الصندوق بالكامل |
- Sadece bir kere sipariş verdim. | Open Subtitles | اسمع,لقد طلبت تلك الفتاة و لمرة واحدة فقط |
- Sadece bir anket. O şeyler bilimsel değildir. | Open Subtitles | إنه مجرد إستطلاع رأي واحد، هذه المؤشرات ليست علمية. |
- Sadece bir örümcek. - Öldür şunu! Öldür! | Open Subtitles | ـ إنه مجرد عنكبوت ـ اقتله، اقتله |
- Sadece bir çocuk. | Open Subtitles | لكن مازال أمامه الأمل إنه مجرد طفل |
- Sadece bir köpek. | Open Subtitles | هيا بنا , لنعود للداخل انه مجرد كلب |
- Sadece bir köpek. | Open Subtitles | هيا بنا , لنعود للداخل انه مجرد كلب |
- Sadece bir olasılık. | Open Subtitles | صحيح ، انها مجرد مسألة احتمالات |
- Sadece bir söylenti. | Open Subtitles | انها مجرد إشاعات. العمل كالمعتاد |
- Sadece bir dilim daha alacağım. Sadece bir, bir dilim daha. | Open Subtitles | سأخذ قطعة واحده, واحده فقط |
- Sadece bir hattı dinliyorlar. - Bu doğru değil. | Open Subtitles | وانهم سيراقبون خطا واحدا فقط هذا ليس صحيحا |
- Sadece bir kere ölebilirim. - Burada olmasını mı istersin? | Open Subtitles | ـ أستطيع أن أموت مرة واحدة فحسب ـ أتحب أن يحدث ذلك هنا ؟ |