"- sarah" - Translation from Turkish to Arabic

    • سارة
        
    • ساره
        
    • سارا
        
    - Sarah gelsene. - İkisini de getir. Open Subtitles تعالي سارة فلتُحضري لهم الحقيبتين الباقيتين
    - Daha yaz gelmedi bile. - Sarah'nın arabasını alın ve kuzeye gidin. Open Subtitles لم يأتي الصيف بعد خذي سيارة سارة واذهبي الى اقصى الولاية
    - Sarah, yap şunu! - Onun yardıma ihtiyacı var, Sarah. Open Subtitles سارة ، افعلي ذلك أنت بحاجة للمساعدة ، سارة
    Mutlaka bir yanlışlık olmalı. - Sarah'yı en son ne zaman gördünüz? Open Subtitles لهذا يوجد غلطة فى الأمر متى كانت آخر مرة رأيت فيها "ساره"
    - Bu şeylere bi türlü alışamadım - Sarah teyzene gidiyorsunuz canım. Ne? Open Subtitles لا استطيع التعود على الصخب سنذهب الى بيت عمه ساره حبيبتي
    - Sarah. - Sarah. Bu saatte burada ne işiniz var? Open Subtitles سارا - سارا ، لماذا أنتِ هنا في وقت متأخر ؟
    - Sarah, sana söylemem gereken bir şey var. Open Subtitles سارة .. هناك أمر أريد أن أخبرك عنه ليس الآن ..
    - Sarah'a yaptıklarım için kendimden nefret ediyorum. Open Subtitles أكره نفسي بسبب الطريقة التي عاملت بها سارة
    - Sarah, babandan haberi yoktu. - Evet, eminim. Open Subtitles سارة" , لم يكن يعلم بأمر والدك" - نعم , بالتأكيد -
    - Sarah burada olacağını söyledi. - Gelmiyor. Open Subtitles سارة قالت انها ستكون هنا - إنها ليست قادمه -
    - seni itip kalktım sana çirkin isimler taktım... - Sarah plowman'ın önünde şortumu indirmiştin... Open Subtitles وسحبت سروالي الرياضي امام سارة
    - Sarah, bunu ona sor. - Meg müthiş. Open Subtitles سارة أنت مستهترة جداً ميق فضيعة
    - Sarah Michelle Gellar. Open Subtitles سارة ميتشيل جالر سارة ميتشيل جالر
    - Sarah Jessica Parker. Open Subtitles سارة جيسيكا باركر سارة جيسيكا باركر
    - Sarah, senin neyin var? ! Open Subtitles أمي رجاءً ,توقفي سارة , ما مشكلتك؟
    - Birşeyler oluyor, insanlar hasta ve ben.... - Sarah! Open Subtitles شيء ما يحدث , الناس مرضى و انا سارة
    - Sarah, uçağı yatay duruma getir. Open Subtitles ساره, انهي السيطرة على الطائرة حصلت عليها
    - Sarah dışarı pek çıkmıyormuş ve yazdıklarına bakılırsa yüzündeki tümörlerden utanıyormuş, ama Joseph denemesi için cesaretlendirmiş. Open Subtitles حسنا، لم تخرج ساره كثيرا، و وفقا لواحده من الرسائل الإلكترونيه، كانت تشعر بالحرج بسبب الورم الذي في وجهها،
    - Sarah olamaz. Anlaşma böyle değildi. Open Subtitles هذه غلطة ليس من المفترض لهذا أن يحدث ل "ساره" فليس هذا ما إتفقنا عليه
    - Sarah, tatlım, eğer bir radyo istasyonu almayı planlıyorsan, bence kesinlikle buna Open Subtitles سارا عزيزتي .. إذا أردت حقا شراء المحطة فأظن بأنه عليك أن تهتمي بها
    - Sarah. Open Subtitles سارا ، إن كنت ستغضبين من أحدهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more