"- sean" - Translation from Turkish to Arabic

    • شون
        
    - Sean Wilcox'un bir gün içinde sizi altı defa Open Subtitles لنعلم لماذا اتصل بك شون ويلكوكس ست مرات ؟
    - Sean Wilcox'a inanırsak, yatağında uyuyordu. Open Subtitles اذا كنا سنصدق شون ويلكوكس فسيكون نائما على السرير
    - Sean'a söyle, ekibin yiyeceğini yarıya indirsin. - Hemen, efendim. Open Subtitles أخبر،"شون"، أن يخفض حصص المؤنة للطاقم إلى النصف نعم، يا سيدي.
    Çocuğu teslim edin, Sean Flynn'i yoksa hepiniz ölürsünüz. - Sean Flynn mi? Open Subtitles سلموا الفتى, شون فلين او سوف يتم قتلكم جميعاً
    - Sean, şu anda bir nutka ihtiyacım yok. Open Subtitles شون, لا أريد منك أن تلقي المحاظرات علي الآن ماذا؟
    - Bilmiyoruz ama elimizdeki tek ipucu. - Sean. Open Subtitles نحن لا نعرف، لكنه كل يجب أن نستمر.شون.
    - Adam inanamadı, yemin ederim. - Sean, bir şey yedin mi? Open Subtitles لا، هذا الرجل لا يستطيع تصديق هذا شون" هل تأكل شيئاً؟"
    - Sean Nokes nasıl biriydi? Open Subtitles أى نوع من الرجال كان شون نوكيس؟
    - Sean, Sanırım ilgini çekebilecek birşey buldum. - Evet? Open Subtitles شون, أعتقد أن لدى شىء مثير من أجلك - حقاًً ؟
    - Sean, lütfen, onunla sadece haftada bir buluş. Open Subtitles أجل - شون, رجاء, قابله مرة واحدة فى الأسبوع
    - Sean, ne yapıyorsun burada? Open Subtitles -ما الذي تفعله يا "شون" ؟ -ما الذي تفعله ؟
    - Sean, seninle son konuşmamızdan sonra Open Subtitles شون ، لقد أصبحنا مدركين لبعض الأشياء
    - Sean, çöz beni. Onu bulmalıyız. Ona işkence edip öldürecekler. Open Subtitles فكّ وثاقي يا (شون) و سوف نجدها سوف يعذّبونها و يقتلونها
    - Sean'ı yenemez miyim sanıyorsun? Open Subtitles -ماذا؟ أنت لا تعتقد أن بإستطاعتي التغلب على "شون ".
    - Sean, masaların seni bekliyor. - Hemen geliyorum. Gitmem gerek. Open Subtitles شون) زبائنك يبحثون عنك) - سآتي حالاً, يجب أن أذهب -
    - Sean, lütfen. - Bence özür dilemelisin. Open Subtitles شون, من فضلك - اعتقد بأنه عليك الاعتذار -
    - Sean kızı senin silahınla vurmuştu. Senin uyuşturucunu kullanırken. Open Subtitles أطلق (شون) الرصاص على الفتاة بسلاحك وهو منتش من مخدراتك
    - Sean, gerçek mi diye taşaklarını kaşıttırsana. Open Subtitles حسناً, شون, بجد دعه يحك خصيتيه
    - Sean ve ben yeniden birlikteyiz. - Merc ve ben ayrıldık. Open Subtitles انا و "شون" عدنا معاً مره اخرى - انا و "ميرك" انفصلنا -
    - Şu sprey boya nerede ya? - Sean doğuda olduğunu söylemişti. Open Subtitles اين المكان الذي يحوي علامة العودة - (شون) قال انها شرقاً -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more