"açıldı ve" - Translation from Turkish to Arabic

• فُتح
• فتحت

fakat on dakika sonra bir kapı açıldı ve içeri bir kadın girdi.
ولكن فى هذه اللحظة ,فُتح الباب, ودخلت امراة للداخل.

Kapı açıldı ve karşımızda babamın sekreteri vardı bu hoş bayan bize şeker verdi.
فُتح الباب وظهرت سكرتيرة أبي تلك المرأة اللطيفة التي كانت تعطينا الحلوى

Gizlice aramıyordum. Bir kitap düştü, bilgisayar açıldı ve ben de gördüm.
لم أكن أتجسس عليه، كتاب سقط و الجهاز فُتح ورأيتها

Soğuk bir çöl sabahında şehrin kapıları açıldı ve büyük ordu savaş alanına çıktı.
كان صباحا صحراويا باردا عندما فتحت البوابه ليخرج جيش الملك العظيم ليقاتل

Mesela ben bir gece yatacakken gardırobum kendiliğinden açıldı ve gardıroptaki her şey yatağıma boşaldı.
مرة عندما كنت أستعد للنوم خزانة ملابسي فتحت بنفسها وكل ملابسي سقطت على سريري

Bir dakika sonra mutfak kapısı aniden açıldı ve beyazlara bürünmüş ufak tefek bir hizmetli içeri girdi.
بعد دقيقة، فُتح باب المطبخ المتأرجح ودخل منه خادم صغير الحجم يرتدي أبيض.

Bayan, bekleyin dedi ama kapı açıldı ve Bay Kettering içeri girdi.
ولكن الباب فُتح وكان السيد كيترينج

- Bir kapı açıldı ve ben de geçtim. - Evet geçtin.
فُتح باب و عبرته

Çünkü kapı açıldı ve sen içerde duruyordun.
لأن الباب فُتح وأنت واقف فيه.

Arabanın kapısı açıldı ve sessizlik.
فُتح باب السائق ثم ساد الصمت.

Asansör kapıları açıldı ve kadın usturayı elime tutuşturup gitti.
والابواب فتحت و.. اوة ولكنها وضعت سلاح الجريمه فى يدى وهربت

Bize duygusal olarak açıldı ve okulunda başarılıydı.
فقد فتحت لنا قلبها وقد أبديت حسنا في المدرسة

Bilmiyorum. Birden hidroliklerim açıldı ve sistemim yeniden başladı.
لا أعرف , على حين غرة , هيدروليكيتي فتحت وإعيد تشغيلي

Bir keresinde, büyükbabamın pijamasının ön kısmı açıldı ve onun sosisini gördüm ve çok üzüldüm.
ذات مرة، فتحة ملابس نوم جدي فتحت بالصدّفة و رأيت قضيبه، و حزّنت كثيرًا

Nihayet kapı açıldı ve dedi ki, "O öldü.
أخيراً، فتحت الأبواب، وقالت: "لقد رحلت.