| Denize açılmayı seviyorum çünkü bu yavaşlıkla ilişkilendiriliyor. | TED | ولكني أحبُ الإبحار لأنه يرافق التمهل والراحة. |
| Asla. "Bisiklet sürmeyi öğrenmeden açılmayı öğrendim." derdi. | Open Subtitles | ابداً. لقد قال انه يستطيع الإبحار قبل ان يركب الدراجة. |
| Şu ana kadar, seninle teknesiz denize açılmayı denedim eski sevgilin yüzümü gözümü morarttı ve tutuklandım. | Open Subtitles | حتى الآن، حاولت الإبحار معك بدون قارب لكمني صديقك السابق في وجهي ودخلت السجن |
| Deniz severim Hünkâr'ım. Enginlere açılmayı severim. | Open Subtitles | البحر جلالة السلطان الإبحار نحو الأفق |
| Kendisi bir deniz krallığındandı ve denize açılmayı severdi. | Open Subtitles | إنّه مِنْ المملكة البحريّة وكان يحبّ الإبحار لذا ربّما... |
| Ayrıca o yelkenliyle kasırga sırasında göle açılmayı da denemeyin. | Open Subtitles | ولا تحاول الإبحار فيه خلال إعصار. |
| Denize açılmayı severim. | Open Subtitles | أكثر شئ أحبه الإبحار. |
| Teknelerden biriyle göle açılmayı planlayan Maddy'i aramış. | Open Subtitles | اتصلت بـ(مادي) التي كانت تنوي الإبحار بإحدى الزوارق في البحيرة. |
| Pekala Richard, senin yelkenle açılmayı sevdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | إذاً، (ريتشارد)، نعرف أنك تحب الإبحار |
| Angela denize açılmayı severdi. | Open Subtitles | (أنجيلا) أحبت الإبحار |
| Denize açılmayı sever misin. | Open Subtitles | تحب الإبحار |