"açlık ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • والجوع
        
    • الجوع
        
    • وسوء
        
    Ve bu sıfır açlık programı gayrisafi milli hasılanın (GSMH) yüzde 5'ine mal oluyor ve birçok insanı açlık ve yoksulluktan kurtarıyor. TED وهذا البرنامج للقضاء على الجوع كلف .5 بالمئة من ناتج الدخل القومي ورفع ملايين من الناس من حدود الفقر والجوع.
    Geniş çapta açlık ve yoksulluğun, Sandra'nın ailesinde daha Sandra'nın ebeveynlerinin kuşağında yaşanması ve bu nedenle Sandra'yı bugün etkiliyor olması. TED كيف أن الفقر والجوع المنتشر بعائلة ساندرا في جيل أبويها أدى إلى تأثر ساندرا اليوم.
    Çünkü çaresizlik, iç savaş, açlık ve kıtlık, Afrika gerçeğinin parçası olmalarına rağmen, gerçeklik, sadece bunlardan ibaret değildir. TED ﻷن البؤس، والحرب الأهلية، والجوع والمجاعات، على الرغم من أنهم جزء لا يتجزأ من واقعنا الأفريقي، إنهم ليس الواقع الوحيد.
    Üç hafta açlık ve susuzluktan sonra o tabanca güzel görünmeye başlar. Open Subtitles لكن بعد ثلاثة أسابيع من الجوع والعطش تبدو تلك الرصاصة شيئاً منقذاً
    Ve bu tarz teknolojiler, gördüğüm kadarıyla, ön saflardaki açlık ve beslenme, yetersiz beslenmenin yüzünü dönüştürme potansiyeline sahip. TED وهذا النوع من التقنيات، أرى أنه يمثل الامكانات ليغير وجه المجاعات وسوء التغذية في بؤرها.
    Ve yağmur geldiğinde de çoğunlukla sel felaketiyle sıkıntıyı arttırıyor, ve yoksulluk ve açlık ve hastalık döngüsüne yol açıyor. TED وحينما تهطل الأمطار، ففي الغالب تؤدي إلى فيضانات وتُضيف المزيد من المحن، وتوسع دائرة الفقر والجوع والمرض.
    Büyük Eğitim Teorisi'yle uğraşan insanlar, savaş, açlık ve terörü unuttu. Open Subtitles مسلح بنظرية تربوية عظيمة بشرية نست الحروب , والجوع, والإرهاب الطبيعة أنعشت
    Bunun sonucu olarak hipertroidizmli insanlar fazla aktif olurlar, hızlı kalp atışı, sürekli açlık ve ani kilo kayıplarıyla kendini gösteren hızlı bir metabolizmaya sahiptirler. TED ومن ثم تفرط الخلايا في نشاطها، أي أن الشخص المصاب بفرط نشاط الغدة الدرقية يزيد معدل الأيض لديه ويتسم بزيادة سرعة نبضات القلب والجوع المستمر وفقدان الوزن بسرعة.
    Ama imparatorluk ve imparator dünyayı acı ve umutsuzluğa boğan saldırganlık ve köleliği devam ettirirse, dünyaya açlık ve kölelikten başka şey sunmazsa, benim kralım bu haksızlıklara karşı gelecektir. Open Subtitles لكن اذا الامبراطورية والامبراطور يرغبان في متابعة العدوان والعبودية الذي جلب المعاناة والارهاب واليأس للعالم اذا لم يتبقى للرجال من امل سوى السلاسل والجوع
    Ben de vebadan, gizli hastalıklardan, açlık ve kanserden hazzetmiyorum ama hepsi aynı. Open Subtitles لا أحب المشاجرات ومرض النوم والجوع والسرطان، لكن كلها تحدث!
    Ortalık cefa, açlık ve savaştan geçilmiyorken... Open Subtitles العالم مليئ بالمُعاناه والجوع والحرب.
    Bu yolda devam edersen, yorgunluk, acı hırsızlar, açlık ve de "Apollion" ile karşılaşırsın. Open Subtitles استمر في هذا الطريق وسوف تواجه سريعاً التعب والألم والجوع واللصوص فضلاً عن سخط غضب أبوليون [المهلك]ْ
    Kongo'daki bu mekana ölüm kampı da diyebiliriz. çünkü öldürülmekten kurtulan sığınmacılar açlık ve hastalık yüzünden ölümün pençesindeler. TED وهنا نستطيع أن نسمي هذا المعتقل معسكر للموت في الكونغو لأنه اللذين لن يقتلوا إما سيموتوا من الجوع أو الأمراض
    açlık ve yoksulluk, insan potansiyelini her şekilde frenliyor. TED يكبح الجوع والفقر المدقع القوة الانسانية الكامنة بكل الطرق الممكنة
    Princeton'da yaşayan insanların, aşağı yukarı dörtte biri o kış açlık ve soğuktan hayatını kaybetti, ama bunu kimse hatırlamaz. TED وما يقارب ربع سكان مدينة برينستون ماتوا ذلك الشتاء من الجوع والبرد , لكن لا أحد يتذكر ذلك
    Bundan bir kaç sene kadar önce kavmimiz kuzeyin çorak topraklarında gezinen açlık ve soğuktan kırılıyordu. Open Subtitles حتى سنوات قليلة مضت، قبائلنا، هلكت بسبب الجوع والبرد، تجول في الأراضي البور في الشمال.
    Muhammed Ahmed, hatırlatmak isterim ki Sudan'a ilk geldiğimde, savaşlarla, açlık ve kötüye kullanımla darmadağın olmuştu. Open Subtitles محمد أحمد ، هل لى أن اقترح حين اتيت للسودان لأول مرة وكان جسمها مريضا ، منكوبة مع الجوع وسوء المعاملة من قبل الحرب.
    Almanlarla savaşmanın yanında açlık ve susuzlukla da savaşıyorlarmış. Open Subtitles وبالاضافة لقتال الالمان قاتلنا الجوع والعطش
    açlık ve yetersiz beslenme gibi çok az bir zaafı var. TED وعقوبة الندرة هي الموت جوعاً وسوء التغذية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more