"ağırlığınca" - Translation from Turkish to Arabic

    • وزنه
        
    • وزنها
        
    • وزنك
        
    Onlara ağırlığınca yaban kedisini nasıl alt edeceğinden bahset Davy. Open Subtitles قل له يا دافى كيف سيتحمل وزنه فى البرارى
    Zaten ağırlığınca altın veriyorlar. Open Subtitles إن لم يكونوا جشعين كثيراً من الآن يشترون من وزنه ذهب
    Ona ağırlığınca altın ödeyebileceklerini duydum. Open Subtitles سمعت انهن مستعدات ان ي دفعن وزنه ذهبا ليلقين نظرة عليه
    Ama benim için, bu mektuplar ağırlığınca altından daha kıymetli. Open Subtitles ولكن بالنسبة لي ، تلك الرسائل تستحق وزنها ذهباً
    Bu çöl parçasını ağırlığınca altına satacaktı. Open Subtitles كان سوف يبيع هذة الارض بما يساوي وزنها ذهب
    Seni serbest bırakırım ağırlığınca gümüş, boyunca ipek veririm yeter ki mızrağını bir kere daha böyle kullan. Open Subtitles سأجعلك حرا , وسأعطيك وزنك من الفضة ، و إرتفاع قامتك حرير مقابل رمية واحدة مثل هذه
    San Francisco'nun altın çayırlarına gider ve sana ağırlığınca altın getirirdim. Open Subtitles كي تقبليني زوجا لك أنا مستعد للذهاب الى مناجم الذهب في سان فرانسيسكو وأحضر وزنك ذهبا
    O kitap ağırlığınca altın edermiş. Open Subtitles قال بأنّه سيستحقّ وزنه في الذهب.
    Bu çay, ağırlığınca altından değerlidir. Open Subtitles هذا الشاى الجميل يساوى وزنه ذهبا.
    Yakışıklı beyaz bir RB ağırlığınca altın eder. Open Subtitles رجل ابيض با الماضي كان يساوي وزنه ذهب
    Kazanan ağırlığınca şeker alacak! Open Subtitles زي المسابقة. وسوف يحصل الفائز مثل وزنه من الحلوى!
    ağırlığınca altın değerinde olduğunu söyledi. Open Subtitles يقول أنه يستحق وزنه من الذهب
    ağırlığınca altın eden bir boynuz. Open Subtitles القرن الذي يساوي وزنه ذهب.
    Bugün... bir şanslı yarışmacımız kendi ağırlığınca balık kazanacak... Open Subtitles اليوم, واحد من هؤلاء المتنافسين الثلاثة المحظوظين سيفوز بوزنه أو وزنها في الأسماك
    Şimdi bakalım kralın gelini... ağırlığınca altın ediyor mu? Open Subtitles والآن , لنرى ما إذا كانت عروس الملك تساوى وزنها ذهباً
    Ya parmakların gerçekte ağırlığınca altın değerinde ya da kocanın mısır gevreğine altın sodyum tiyomalat serpiyordun. Open Subtitles و الآن، إما أصابعك تساوي وزنها ذهباً أو أنكِ كنت تضعين أملاح الذهب بطعام زوجك
    Bir kadın ağırlığınca tavuk eder. Open Subtitles يقولون أن المرأة تساوي وزنها دجاجاً.
    - ağırlığınca altın değerinde. - Evet, öyledir. Open Subtitles تستحق وزنها ذهبا نعم.انها تستحق ذلك
    Dedikodu ağırlığınca altın değerinde. Open Subtitles الثرثرة تساوي وزنها بالذهب
    Önlem olarak, ağırlığınca cips mi alıyorsun? Open Subtitles الإجراءات الوقائية الضرورية أن تأكل مثل وزنك من المأكولات بطعم الجبن؟
    Eğer istersen bu kadın için sana ağırlığınca altın verir. Open Subtitles إذا أردت سيعطيك, وزنك ذهباً مقابل هذه الفتاه
    -Artı ağırlığınca altın öderiz. Open Subtitles زائد وزنك ذهبا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more