"ağızdan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفم
        
    • فم
        
    • بصوت
        
    • شفهيا فأانا
        
    • السلطان
        
    • شفهي
        
    Sana katılıyorum. Onun gibi gözüken biri, ağızdan yapılan ameliyatların yakınından bile geçmemeli. Open Subtitles الأشخاص الذين يبدون هكذا لا يجب السماح لهم حتى الإقتراب من جراحة الفم
    - ağızdan klamidya bulaşmazdı. - Normal yollardan kapmıştım ben. Open Subtitles لم أعرف أنها تنتقل عبر الفم أصبت بها بطرق كلاسيكية
    Çocuklarda hastalık belirtisi hafif ateş, baş ağrısı ve kas ağrıları ile başlıyor. Arkasından kusma ve ishal geliyor. Sonra ağızdan, burundan ve diş etlerinden kan gelmeye başlıyor. TED تبدأ أعراض الطفل بحمى خفيفة، صداع، الام في العضلات يتبعها قيئ و اسهال، ثم نزيف من الفم و الأنف و اللثة.
    İlk ağızdan duyasın diye buraya gelip, şahsen söylemek istedim. Open Subtitles أردت أن آتي وأخبرك بنفسي يخرج مباشرةً من فم الحصان
    Ama kimin şerif olacağı karannı, tek bir ağızdan haykırmalıyız. Open Subtitles لكن لمن سيصبح رئيس الشرطة علينا التحدث جميعاً بصوت واحد
    ağızdan görebiliyorum -- Ayakkabıları görebiliyorum. TED أستطيع أن أرى من خلال فتحة الفم أستطيع رؤية أحذية الناس.
    Maalesef, Jabba'nın ağzının büyüklüğü nedeniyle ve ayrıca ağzına koyduğu şey nedeniyle ağızdan ağıza bölümünü yapmak istemeyebiliriz. TED لسوء الحظ، بسبب حجم فم الجابا وأيضًا ما يضعه في الفم من المحتمل أننا لانرغب بفعل ذلك عن طريق الفم.
    ağızdan ağıza, kalpten kalbe, yıldızdan yıldıza. Open Subtitles من الفم إلى الفم، من القلب إلى القلب، من النجمة إلى النجمة
    Bayım, eve gidin ve 6 saat ağızdan bir şey almayın. Open Subtitles يا سيدي، العودة إلى ديارهم وأخذ شيئا عن طريق الفم لمدة ست ساعات.
    Ayrıca hidromorfonun damardan mı yoksa ağızdan mı verildiğini öğrenmeliyiz. Open Subtitles يجب أن نعرف أيضاً فيما إذا كان الهايدروفون قد أعطي عن طريق العروق أو من الفم
    Hepsi ağızdan kulağa kadar kesilmiş ve ölümden sonra tecavüz edilmişti. Open Subtitles ـ كلهم تم تقطيعهم من الفم للأذن ـ وتم إغتصابهم بعد الوفاة
    Ve sadece ağızdan yüksek dozlarda alınırlarsa karaciğer de sorun oluşturabilirler. Open Subtitles و فقط السترويد الذي يؤخذ عن طريق الفم بجرعات عالية قد يسبب مشاكل في الكبد
    Gözler büyüyerek yerlerinden çıkarken, dil de şişerek ağızdan dışarı çıkar. Open Subtitles تجحظ العينان من تجويفهما. ويتورّم اللسان ناتئاً خارج الفم.
    En uygun seçenek ağızdan beslenme gibi duruyor. Open Subtitles لذا البلع عن طريق الفم يبدو أنه الخيار الأكثر منطقية
    Yani, İkiside sprey gibi, ama çene ishali kelimelerin ağızdan fışkırması anladınız mı? Open Subtitles أعني أن كلاهما نوع ما من الرذاذ لكن الثرثره هي رذاذ من الكلمات من الفم
    - Almıyordu, ama ben ağızdan suni teneffüs yaptım. Open Subtitles لم تكن تتنفس ، لقد أعطيتها اياه من الفم للفم
    Yakınımız olması gereken adamdan... - ...birinci ağızdan. Open Subtitles من فم الرجل الذي يفترض أنه يدير العملية لنا
    Çenendeki bir kisti aldırmak için ağızdan ameliyat olmuşsun. Open Subtitles مكتوب هنا أنك حضعت لجراحة فم لإزالت ورم في الفك
    İstediğimizi elde etmemizin tek yolu aynı ağızdan konuşmamız. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لنحصل فيها على مبتغانا هي أن نتحدث بصوت واحد، من المستحسن أن يكون صوتي
    Eğer Bay McMurphy ilacını ağızdan almak istemiyorsa... eminim başka bir şekilde almasının bir yolunu buluruz. Open Subtitles اذا كان السيد ماكميرفي لا يريد ان يأخذ دوائه شفهيا فأانا متأكدة اننا نستطيع تدبر طرق اخري لذلك
    [Hep bir ağızdan] Padişah'ım! Open Subtitles ‫عاش السلطان الأعظم! ‬ ‫عاش السلطان الأعظم!
    Ders alması gereken biri varsa o Bernard. ağızdan sorunu var onun. Open Subtitles .بيرنارد يَجِبُ أَنْ يَكُونَ هو من يَذْهبَ إلى الصفِ .أُقسمُ، الرجل يُتحدّى بشكل شفهي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more