"ağaçlarıyla" - Translation from Turkish to Arabic

    • أشجار
        
    • بأشجار
        
    • اشجار
        
    • وأشجار
        
    Ama telaşlı olmaktansa mutlu oluruz-- çünkü, palmiye ağaçlarıyla dolu, hindistan cevizi ağaçları, ve yumuşacık kumları var, Open Subtitles و لكن بدلاً من أن نكون حزينين .. كنا سعداء لأنه كانت هناك أشجار النخيل
    Yaklaşık yirmi beş kilometre uzunluğunda çok yaşlı çam ve çınar ağaçlarıyla kaplı bir orman. Open Subtitles طولها 16 ميلاً. تكسوها أشجار صنوبر وقيقب قديمة.
    Çok güzel bir yerdi zeytin ağaçlarıyla doluydu. Open Subtitles كانت منطقة جميلة جداً، تحيطها أشجار الزيتون
    Bu gölcük, palmiye ağaçlarıyla ve biraz da mangrovlarla sarılıydı. TED واللاغون كان محاطا بأشجار النخيل، كما يمكنكم أن تروا، وبعض المنغروف.
    Sokaktan göremediniz, çünkü ev sahil ağaçlarıyla çevriliydi. TED لا تستطيع رؤيته من الشارع، لأن المنزل كان محاط بأشجار الزان
    Kuzey tarafı, etekleri meşe ağaçlarıyla dolu alçak dağlarla sınırlanmıştı. Open Subtitles يحدها من الشمال تلال منخفضة اسفلها الكثير من اشجار البلوط
    Zavallı kaptan bayraklar ve Noel ağaçlarıyla çok çaba harcadı ama ben bütün yol boyunca ağlayıp durdum. Open Subtitles القبطان المسكين بذل جهداً كبيراً بتزيين السفينة بالأعلام وأشجار عيد الميلاد ولكني بكيت طوال أيام الرحلة
    Dr. Sayer, meyve ağaçlarıyla ilgiliymiş. Open Subtitles دكتور ساير،هناك شئ حول أشجار الفواكة
    Palmiye ağaçlarıyla, plajda hamaklarla, yattığın yerden pina colladanı yudumlayacağın, içip kafa bulacağın. Open Subtitles أماكن بها أشجار نخيل ...ومقاعد على شواطئها الرملية ونوادل يقدمون شراب الأناناس بالكريمة ...وذلك الشراب الدخن
    Tamam. Şimdi size su limon ağaçlarıyla ilgili bir şey sormak istiyorum. Open Subtitles حسنا, أريد أن أسألك عن أشجار الليمون
    ...Ratenow'daki huş ağaçlarıyla beraber, toplamda 6000 metreküp olacak. Open Subtitles مع أشجار ريتينو ستصبح 6000 متر مكعب
    - Birkaç bin dönümlük limon ağaçlarıyla dolu bir arazi, Pendleton askeri birliğinin yanında. Open Subtitles -مئتي فدان من أشجار بجانب كامب بندلتون
    Bonzai ağaçlarıyla dolu bir gün ? Open Subtitles ليلة كاملة مع أشجار زينة؟
    Meşe ağaçlarıyla el sıkışıyor ve teleskopuyla Almanya'yı görebildiğini söylüyor. Open Subtitles يصافح أشجار البلوط ويدعي أنه يمكنه رؤية (ألمانيا) من خلال منظاره
    Eskiden buralar portakal ağaçlarıyla doluydu. Open Subtitles هذه كانت كلها أشجار برتقال
    Etrafı üvez ağaçlarıyla sarılı korunaklı bir yere. Open Subtitles "مكان محميّ بدائرة من أشجار الـ(ماونتن آش)."
    Çam ağaçlarıyla ve eğrelti otlarıyla kaplı bir manzara hayal edin. TED لذا تصوروا منظرًا طبيعيًا مملوءًا بأشجار الصنوبر والسراخس.
    Sessiz, sakin fakat matem ağaçlarıyla kaplı, ruhların sadece amaçsızca gezindikleri bir belirsizlik bölgesidir. Open Subtitles إنه مثل مكان أحمر الأفق, هادئ وسلمي ولكن ملئ بأشجار الصباح حيثما تهيم الروح بكل بساطة بدون هدف
    Burası, kule gibi yükselen Polyathia ağaçlarıyla da kuvvet bularak büyüyen kayıp bir dünya. Open Subtitles إنّه عالم مفقود مزدهر بأشجار بوليالثيا الشّاهقة.
    Buraya Michigan'dan taşınırken hayalimde meyve ağaçlarıyla... - ...dolu bir bahçe vardı. Open Subtitles تعلم، لقد انتقلت إلى هنا من (ميتشغان) ومعي أحلام بوجود اشجار فاكهة بحديقتي
    Ship Bottom'da çam ağaçlarıyla çevrili araziye giderseniz... cesedi gömmüş olabileceği oldukça heybetli bir arsa görürsünüz. Open Subtitles .. إذا ذهبت لذلك المكان الذي اتصل منه .. وأشجار الصنوبر تلك المحيطة بذلك المكان سترى مساحات شاسعة للغاية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more