"ağaçtaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشجرة
        
    • الشجره
        
    Ancak mücadele etmiyor, çünkü ağaçtaki tüm nektarı kendi içmek istiyor. Open Subtitles لكنه لا يقاتل لمجرد أنه يريد شرب كل رحيق الشجرة بمفردة
    ağaçtaki bir lambanın çalışmadığını söyledi. Her şeyi tamir edecek. Open Subtitles لقد قال أن هناك عطل بأحد إضاءات الشجرة وأخذها ليصلحها
    O ağaçtaki elmalara ateş etmeyecektin. Open Subtitles لم يكن عليك اطلاق النار على تلك التفاحة على الشجرة
    ağaçtaki elmaları vurmamalıydın. Open Subtitles لم يكن عليك اطلاق النار على تلك التفاحة على الشجرة
    Lindsay ağaçtaki adamla muhabbet ediyordu. Open Subtitles بينما ليندسى تقيم روابط مع الرجل فى الشجره
    Birden ağaçtaki bir hışırtı, dallara bakmamı sağladı. Open Subtitles خشخشة في الشجرة جعلتني أنظر للأغصان في الأعلى
    Şu ağaçtaki elmalar da yakında bunlar gibi olacağa benziyor. Open Subtitles وهذه التفاحات على الشجرة ستبدو بنفس الشكل قريباً
    Şu ağaçtaki yapraklar kadar ve devamı da gelecek. Open Subtitles كعدد الأوراق على هذه الشجرة و أكثرمن هذا سوف يتبعونهم
    Her gün yürürdük ve ben ağaçtaki bir maymun gibi hızlı konuşurdum ve o da pin pon, karides ve annemin cennete gidişi hakkında anlattıklarımı dinlerdi. Open Subtitles كنا نتمشى كل يوم وكنت أثرثر كقرد على الشجرة وهى تستمع لكلامى عن الـ بينج بونج وصيد الجمبرى
    ağaçtaki elmaları vurmamalıydın. Open Subtitles لم يكن عليك إطلاق النار على تلك التفاحة على الشجرة
    ağaçtaki çocuğun kimliğini bir saate kadar öğrenmiş oluruz. Open Subtitles سنتكمكن من معرفة هوية الصبي على الشجرة خلال ساعة
    O ağaçtaki oyuktan reçine bulaşmış olmalı. Open Subtitles لابد وأن الصمغ علق بالبندقية من ذلك الشق على الشجرة
    ağaçtaki süreleri kısa olabilir. Bu yüzden daha çok "kopar ve kap" taktiği uygularlar. Open Subtitles الوقت الذي سيمكثوه على الشجرة قليل جداَ لذا وسائلهم أكثر تُحطّيماُ ونهباُ
    Dişi ördek yüksek bir ağaçtaki yuvasından dışarı çıkıyor. Open Subtitles هاهي تغادر هذه الأنثى عشها الواقع في أعلى الشجرة
    Hayır yapma böyle. ağaçtaki ayakkabılarına bayıldım. Open Subtitles لا، لا عليكِ، أحب فكرة وجود أحذيتكِ في تلك الشجرة
    Gidip şuradaki ağaçtaki kuşları say. Open Subtitles هل ترى تلك الشجرة هناك؟ اذهب و عدّ الطيور
    ağaçtaki bir sincaba bağlayalım, biz olduğumuzu sanarlar. Open Subtitles السنجاب يكون فوق شجرة سيظنون أننا نحن فوق الشجرة
    Bir askerimiz ağaçtaki cevizleri silkeliyor, çünkü, görünüşe bakılırsa... Open Subtitles واحد من الجنود ياخذ يهز الشجرة من اجل الفستق
    Maymunlar aynı ağaçtaki maymun sayısının gittikçe arttığını ve yiyeceğin gittikçe azaldığını fark edince maymunlardaki artan içgüdü, onları çayırlar tarafından ayrılmış bir araziden bir diğerine gitmeye itti. Open Subtitles تعلم القرود أن ثمّة المزيد منها على نفس الشجرة ويقل الطعام لتزيد فرصة القرود للتنقل من مكان به طعام لآخر يفصله عشب.
    "Üç yıl içinde, bu ağaçtaki meyveyi aradım, Open Subtitles لمدة ثلاث سنوات وانا انتظر فاكهة هذه الشجره
    Michael ağaçtaki eylemciyle ilgili kız kardeşiyle buluştu. Michael ağaçtaki eylemciyle ilgili kız kardeşiyle buluştu. Open Subtitles التقى مايكل باخته حول الناشط فى الشجره

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more