Ancak mücadele etmiyor, çünkü ağaçtaki tüm nektarı kendi içmek istiyor. | Open Subtitles | لكنه لا يقاتل لمجرد أنه يريد شرب كل رحيق الشجرة بمفردة |
ağaçtaki bir lambanın çalışmadığını söyledi. Her şeyi tamir edecek. | Open Subtitles | لقد قال أن هناك عطل بأحد إضاءات الشجرة وأخذها ليصلحها |
O ağaçtaki elmalara ateş etmeyecektin. | Open Subtitles | لم يكن عليك اطلاق النار على تلك التفاحة على الشجرة |
ağaçtaki elmaları vurmamalıydın. | Open Subtitles | لم يكن عليك اطلاق النار على تلك التفاحة على الشجرة |
Lindsay ağaçtaki adamla muhabbet ediyordu. | Open Subtitles | بينما ليندسى تقيم روابط مع الرجل فى الشجره |
Birden ağaçtaki bir hışırtı, dallara bakmamı sağladı. | Open Subtitles | خشخشة في الشجرة جعلتني أنظر للأغصان في الأعلى |
Şu ağaçtaki elmalar da yakında bunlar gibi olacağa benziyor. | Open Subtitles | وهذه التفاحات على الشجرة ستبدو بنفس الشكل قريباً |
Şu ağaçtaki yapraklar kadar ve devamı da gelecek. | Open Subtitles | كعدد الأوراق على هذه الشجرة و أكثرمن هذا سوف يتبعونهم |
Her gün yürürdük ve ben ağaçtaki bir maymun gibi hızlı konuşurdum ve o da pin pon, karides ve annemin cennete gidişi hakkında anlattıklarımı dinlerdi. | Open Subtitles | كنا نتمشى كل يوم وكنت أثرثر كقرد على الشجرة وهى تستمع لكلامى عن الـ بينج بونج وصيد الجمبرى |
ağaçtaki elmaları vurmamalıydın. | Open Subtitles | لم يكن عليك إطلاق النار على تلك التفاحة على الشجرة |
ağaçtaki çocuğun kimliğini bir saate kadar öğrenmiş oluruz. | Open Subtitles | سنتكمكن من معرفة هوية الصبي على الشجرة خلال ساعة |
O ağaçtaki oyuktan reçine bulaşmış olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن الصمغ علق بالبندقية من ذلك الشق على الشجرة |
ağaçtaki süreleri kısa olabilir. Bu yüzden daha çok "kopar ve kap" taktiği uygularlar. | Open Subtitles | الوقت الذي سيمكثوه على الشجرة قليل جداَ لذا وسائلهم أكثر تُحطّيماُ ونهباُ |
Dişi ördek yüksek bir ağaçtaki yuvasından dışarı çıkıyor. | Open Subtitles | هاهي تغادر هذه الأنثى عشها الواقع في أعلى الشجرة |
Hayır yapma böyle. ağaçtaki ayakkabılarına bayıldım. | Open Subtitles | لا، لا عليكِ، أحب فكرة وجود أحذيتكِ في تلك الشجرة |
Gidip şuradaki ağaçtaki kuşları say. | Open Subtitles | هل ترى تلك الشجرة هناك؟ اذهب و عدّ الطيور |
ağaçtaki bir sincaba bağlayalım, biz olduğumuzu sanarlar. | Open Subtitles | السنجاب يكون فوق شجرة سيظنون أننا نحن فوق الشجرة |
Bir askerimiz ağaçtaki cevizleri silkeliyor, çünkü, görünüşe bakılırsa... | Open Subtitles | واحد من الجنود ياخذ يهز الشجرة من اجل الفستق |
Maymunlar aynı ağaçtaki maymun sayısının gittikçe arttığını ve yiyeceğin gittikçe azaldığını fark edince maymunlardaki artan içgüdü, onları çayırlar tarafından ayrılmış bir araziden bir diğerine gitmeye itti. | Open Subtitles | تعلم القرود أن ثمّة المزيد منها على نفس الشجرة ويقل الطعام لتزيد فرصة القرود للتنقل من مكان به طعام لآخر يفصله عشب. |
"Üç yıl içinde, bu ağaçtaki meyveyi aradım, | Open Subtitles | لمدة ثلاث سنوات وانا انتظر فاكهة هذه الشجره |
Michael ağaçtaki eylemciyle ilgili kız kardeşiyle buluştu. Michael ağaçtaki eylemciyle ilgili kız kardeşiyle buluştu. | Open Subtitles | التقى مايكل باخته حول الناشط فى الشجره |