"ağlamıştın" - Translation from Turkish to Arabic

• بكيت
• بكيتِ
• بكيتي

Bana anlattı, hep birlikte noelde eğlence parkına gitmiştik ve sen Noel babanın cücelerinden birinin gerçek bir cüce olmasından korkup ağlamıştın, babam da, ..."Yeter artık, Daha fazla dayanamayacağım. " diyerek o gece bizi terk etmişti.
لقد اخبرتني في يوم الكرسيس في طريق القطار انك بكيت لانك خائف لان واحدا من اشباح بابا نويل

- Michael, uydurduğun bir filmin sloganını okuyunca ağlamıştın.
لا لقد بكيت يا مايكل على فيلم أنت قمت بعمله

Yine de saatlerce ağlamıştın. Seni içeri götürmeliydim.
ولكنّك بكيت لساعات مما إضطرني لإدخالك إلى المنزل

Seninle üçüncü kez birlikte olduğumda ağlamıştın.
أعتقد أنكِ بكيتِ في ثالث لقاء لنا.

Düğünde ağlamıştın, Tanrı aşkına.
بالله عليكِ لقد بكيتِ في زفافنا

Anaokulunun ilk gününde sarı pastel boyayı kırdığın için ağlamıştın.
أول يوم في الحضانة , بكيتي لأنكِ كسرتي قلم التلوين الأصفر

En son ne zaman bir günde iki kez ağlamıştın?
متى كانت آخر مرة بكيت مرتين في يوم يواحد؟

Terk edildiğin de ikinci kez ağlamıştın.
المرّة الثانية الّتي بكيت فيها ألا وهي لمّا غادرت.

Evlendiğimiz gün ağlamıştın. Kim seninle evlendiğinde ağlamayabilir ki?
لقد بكيت في يوم زواجنا - من الذي لن يبكي في يوم زواجه منك؟

Korku tüneline girdiğinde ağlamıştın.
لقد بكيت عندما ذهبنا في قطار الاشباح00

Bebek gibi mi yoksa üniversiteli biri gibi mi ağlamıştın?
بكيت كطفلة او بكيت كشخص في الكلية ؟

Bundan eminim. Sonunda birleştiklerinde ağlamıştın.
اعلم ذلك, لأنك بكيت في النهاية

Nefret ettiğin program iptal edildiğinde ağlamıştın. Aptalca davranmak beni bilgili hissettirdi.
بكيت عندما ألغوا البرنامج الذي تكرهه - الإستهزاء به جعلني أشعر بالحكمة -

- Kabul et, ağlamıştın. Fareler ve İnsanlar'da mı?
أقرّ، لقد بكيت - من قراءة "فئران ورجال"؟

Sen de ağlamıştın. Hatırladın mı bunu?
وعندها بكيت هل تذكرين ؟

En son neden ağlamıştın?
مالسبب في آخر مرة بكيت فيها ؟

Haftalarca ağlamıştın.
لقد بكيتِ لأسابيع.

Sahneye çıktığında ağlamıştın.
بكيتِ حينما صعد للمسرح

Eve gidene kadar ağlamıştın
لقد كان مرحاً واتذكر انكِ بكيتي في طريقك للمنزل لأنك خفتِ

Öldüğü gün benimle birlikte ağlamıştın.
لقد بكيتي معي عندما ماتت.