| Boğazında bir acı olduğunu söylemişti ama ben ağrıdığını çıkaramadım. | Open Subtitles | أعني، لأنه قال يؤلمه و كان يجب أن أستنتج أنه ملتهب |
| - Ve omzunun neden ağrıdığını öğrenmem gerekiyor. | Open Subtitles | وعلي أن أعرف لماذا يؤلمه كتفه. -أستطيع الذهاب؟ |
| Ona iştahın olmadığını söyle, midenin ağrıdığını... ve ondan ağrıyı durdurmasını iste. | Open Subtitles | أخبرهُ أنَّهُ ليسَ عندكَ شهية ومعدتكَ تؤلمك وأطلب منه أن يوقف الألم |
| Michelle'le gittiğimde annesi başının ağrıdığını söyleyecek, beni eve getirmesinde sakınca olur mu diye soracak | Open Subtitles | حيثما ذهب إلى ميشيل أمها تقول أنها مصابه بصداع هل امانع اذا صاحبتني للبيت |
| Cevap vermene gerek yok. Başının ağrıdığını biliyorum. | Open Subtitles | لا حاجة للإجابة اعلم ان رأسك يؤلمك |
| Dün akşam boğazının ağrıdığını söylemişti. | Open Subtitles | الليلة السابقة قالت بأنها تعاني ألم في الحلق |
| Peltek başının ağrıdığını söyledi. | Open Subtitles | إنها تؤلم يقول متلعثم بأن رأسه تؤلمه |
| Daha önce sırtının ağrıdığını söylemişti. | Open Subtitles | قالت ان ظهرها يؤلمها منذ قليل |
| Yere düştü, başının ağrıdığını söyledi. | Open Subtitles | لقد سقط أرضا، . وقال بأن رأسه يؤلمه |
| Boğazının ağrıdığını söylüyor. | Open Subtitles | يدّعي أن حلقة يؤلمه |
| Göğsünün ağrıdığını söyledi. | Open Subtitles | وقال أنّ صدره يؤلمه |
| Bütün gün ütü yapmaktan kolunun ağrıdığını söylemiştin. | Open Subtitles | قلت بأن ذراعك تؤلمك لأنك تمضي اليوم وأنت تكوي. |
| Hep bacağının ağrıdığını söylerdin. | Open Subtitles | لقد قلت بأن قدمك تؤلمك |
| Hep bacağının ağrıdığını söylerdin. | Open Subtitles | لقد قلت بأن قدمك تؤلمك |
| Daha önce kimsenin başının o kadar ağrıdığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أحد شعر بصداع كهذا من قبل |
| Birinin başı ağrırsa herkes başının ağrıdığını zanneder. | Open Subtitles | ...إذا أصيب شخص واحد بصداع سيعتقد الجميع أنه سيصاب بصداع... |
| Başının ağrıdığını kendin söyledin. | Open Subtitles | قلت بنفسك بأن رأسك يؤلمك. |
| Neresinin ağrıdığını göster Bernice. | Open Subtitles | أرني أين يؤلمك |
| Dün akşam boğazının ağrıdığını söylemişti. | Open Subtitles | الليلة السابقة قالت بأنها تعاني ألم في الحلق |
| Ateşi yok ama karnının ağrıdığını ve noktalar gördüğünü söylüyor. | Open Subtitles | ) ليست لديه حمى ولكنه يقول أن معدته تؤلمه وأنه يرى بقع ضبابية |
| Cindy aradı, boğazının ağrıdığını ve büyük teyzesinin öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | سيندي) اتصلت وقالت أن حلقها يؤلمها) وأنا عمتها توفت |