Termitçi eleman bizi görse bile ağzı sıkı birine benziyor. | Open Subtitles | حتي لو أن الرجل مختص النمل الأبيض ضبطنا، فإنه يبدو كشخص كتوم. |
Senin özel dedektifinin verdiğin görevden kocana bile bahsetmeyecek kadar ağzı sıkı olduğunu bilmek iyi bir şey. | Open Subtitles | اشعرى بالراحة كون المحقق الخاص بكى كتوم بما يكفى لئلا يذكر مهمته حتى لزوجك |
Detaylar konusunda ağzı sıkı ama adamı bir görmeliydin. | Open Subtitles | إنّه كتوم بشأن التفاصيل، لكن يجب أن ترى ذاك الرجل. |
Bayan Minassian, bunu söylemeyi hiç istemezdim ama sizin elemanlar pek de ağzı sıkı adamlar değil. | Open Subtitles | اكره ان اكسرها لك مدام مانسين لكن رجالك لا يتبعون بالضبط قانون الصمت |
Bayan Minassian, bunu söylemeyi hiç istemezdim ama sizin elemanlar pek de ağzı sıkı adamlar değil. | Open Subtitles | حسنا اكره ان اكسرك مدام مانسين , لكن رجالك لا يتبعون بالضبط قانون الصمت |
"Başarılı belediye başkanı her yola gelen ağzı sıkı ponpon kızlar arıyor." | Open Subtitles | "عمدة ناجح يبحث عن مشجعة رصينة" |
Sen ve Caleb kadar ağzı sıkı değil miyim? | Open Subtitles | أنا لست رصينة بقدرك أنت و (كاليب)؟ |
Eski bir muhabire, sessiz, ağzı sıkı, detayları iyi gören izlerini kaybetmekte dikkatli... | Open Subtitles | صحفيّ مُخضرم ، حذق ، كتوم فطنٌ للتفاصيل وحذرٌ في إخفاء أثاره... |
Endişelenme, ağzı sıkı biridir. | Open Subtitles | لا تقلقي إنه كتوم جدًا |