Ardından ağzını açtı ve ölmeden önce bir şey söyledi. | Open Subtitles | ثم فتح فمه وقال شيئًا قبل أن يفارق الحياة. |
Durup gözlerimin içine baktı ve küçük ağzını açtı. | Open Subtitles | توقف و نظر في عيني و فتح فمه الصغير |
Beni yutmak için ağzını açtı. | Open Subtitles | فتح فمه وإبتلعني |
Bir dakika içerisinde tercüme yapmak için ağzını açtı. | Open Subtitles | حسن , من اللحظة الي فتحت فمها لتقوم بالترجمة |
Yemin ederim ki o şey ağzını açtı. | Open Subtitles | أقسم أنّها فتحت فمها. |
Sonra ağzını açtı ve bana gösterdi. | Open Subtitles | ثم فتحت فمها وأرتني الطعام |
ağzını açtı ama sesi çıkmadı. | Open Subtitles | فتح فمه ، لكنه لم السليمة، |
Köpek balığı ağzını açtı. Fin'i yutmak üzereyken Fin köpek balığına döndü. | Open Subtitles | (القرش فتح فمه ليأكل ساقي كلها، لكن (فين |