"ağzınıza" - Translation from Turkish to Arabic

    • فمك
        
    • أفواهكم
        
    • تقيئت
        
    ağzınıza koyduğunuz küçük metal bir şeydir ve tıngırtı sesi çıkarır. Open Subtitles إنها شيء معدني صغير تضعه في فمك وتصدر ذبذبات، موسيقي جداً
    Onun güçlü, kahraman kolları vardır o kollar donutları ağzınıza götürür. TED فهي تملك هذه الأسلحة القوية، والأيدي البطولية التي تستطيع رفع الكعك إلى فمك.
    Dişinize bakmak için ağzınıza bir ayna soktu ve "Endişelenme, hiç acımayacak" dedi. TED بدأ بإدخال مرآه في فمك ليرى أسنانك، وقال، "لا تخف، هذا لا يؤلم."
    ve kapalı bir devredir ve aynı gazı tekrar, tekrar, tekrar solursunuz. ağzınıza koyduğunuz bir ağızlık vardır TED وإنها حلقة مغلقة، وأنت تتنفس نفس الغاز حولك. لذا هذه هي قطعة الفم تضع فمك عليها،
    Boğazınızda kalmaması için, söyleyeceklerimi duymadan ağzınıza bir lokma daha koymayın! Open Subtitles لا تأكلوا مزيداً من المعجنات في أفواهكم فسوف تختنقون عندما تسمعون مالدي
    Dikkati ağzınıza çekebilecek her şey, çok iyidir. Open Subtitles وأيّ شيء تستطيعين القيام به لجذب الإنتباه إلى فمك فهو جيّد
    Bir şişe sütü açıp ağzınıza götürdünüz ve tadı... eksi idi. Open Subtitles وفتحتي علبة حليب وصببتها في فمك وهو حامض جدا؟
    Tamam bana bir iyilik yapıp sephiyenizi serbest bırakın regülatörü ağzınıza alıp platforma doğru yüzün şimdi. Open Subtitles إصنعى لى معروفا أنفخى و ضعى المنظم فى فمك و إسبحى عائده تجاه المنصه
    Efendim, ağzınıza girmiş elinizi tekrar yemeğe sokmamalısınız. Open Subtitles سيدي, يجب أن لا تضع يديك التي كانت في فمك بالطعام مرة اخرى
    Pekala, bu şeyi yemenin adeti, hepsini bir kerede ağzınıza atmak ve lezzetinin sizi baştan çıkarmasına izin vermektir. Open Subtitles حسنا، طقوس أكل هذه ضعها كلها في فمك ودع النكهة تغمرك
    - Önce çöreği yiyorsunuz sonra ağzınızı musluğun altına koyuyorsunuz ve ben de şerbeti ağzınıza döküyorum. Open Subtitles هذا المكان الذي تأكل فيه الكعكه وثم تضع فمك تحت الحنفية وأنا أصب الشراب في فمك
    O böceği ağzınıza atın, ve çıtırtının tadını çıkartın. TED ارم حشرة في فمك وتذوق القرمشة.
    Elmayı gördüğünüzde, beyninizin motor merkezi uygun kasları harekete geçirir. Kolunuzla ona ulaşmanıza olanak tanır. Elinizle tutarsınız, dirsek ekleminizi bükersiniz ve elmayı ağzınıza götürürsünüz. TED فعندما ترى التفاح، يقوم مركز الحركة في دماغك بتنشيط العضلات المناسبة، مما يتيح لك التواصل مع ذراعك، والوصول إليها بيديك، وثني مفصل الكوع، ومن ثم إحضارها إلى فمك.
    Onu ağzınıza sokup, yakıp, bir doz mu alıyorsunuz? Open Subtitles ضعها في فمك وأشعلها وسوف تحصل على جرعتك
    Onu ağzınıza sokup, yakıp, bir doz mu alırsınız. Open Subtitles ضعها في فمك وأشعلها وسوف تحصل على جرعتك
    ağzınıza veya açık bir yaraya? Open Subtitles في فمك او على جرح مفتوح , أيّ شئ؟
    Kelimeleri ağzınıza geri koyamazsınız. Open Subtitles ليس بإمكانك إعادة الكلمات لداخل فمك.
    Ve içiniz öylesine suçluluk doluydu ki yüreğiniz ağzınıza geldi. Open Subtitles وقلبك الملئ بالخطايا والذنوب... ...ويقفز الى فمك
    Bunu ağzınıza alın ve daha fazla konuşmayın. Open Subtitles فقط ضع هذا في فمك ولا تتكلم
    Sakın, tekrar söylüyorum bir içeri girene kadar sakın enstrümanlarınızı ağzınıza dokundurmayın. Open Subtitles ... لا, أكرر .... لاتضعوا الآلات في أفواهكم
    Bir kız, ekmek arası midyeyi ağzınıza kussaydı gülemezdiniz ama. Open Subtitles أتعرفون يا رفاق, ماكنتم لتضحكون الآن... إن تقيئت فتاتة سندويتش محار في فمعك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more