O kadar aşağılanmış ve utanmıştım ki. | TED | أحسست بالإهانة الشديدة و الإحراج و الخجل. |
Dönek bile olsa Mafioso gibi bir adamla görüşmekle suçlanarak, kendimi çok fena aşağılanmış hissediyorum. | Open Subtitles | فأشعر بالإهانة بشدة من خلال مواجهة مع رجل مافيا، حتى لو أنه تبين مرتد عن جماعته |
Böyle nazik olmaya çalıştığında kendimi daha çok aşağılanmış hissediyorum. | Open Subtitles | كلما حاولت أن تكون أكثر لطفاً كلما أحسست بالمهانة أكثر |
Hanımım, aşağılanmış hissettiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | اعلم انكى تشعرين بالاهانة يا سيدتى |
aşağılanmış gibi hissettiğin için üzgünüm ama söylemiştim, evli kadınlarla yatmam. | Open Subtitles | آسف على شعور بالذل لكنِّي أخبرتك ، لا أنام مع المتزوّجات |
Beni de aşağılanmış kabul et. | Open Subtitles | اعتبرني مُهان. |
Kendimi aşağılanmış hissediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أشعر بأنني ذليلة جداً |
kral tarafından reddedilmiş, aşağılanmış hissetti ve korktu da eminim. | Open Subtitles | شعرت بالرفض من الملك، مهانة وخائفة، متأكدة من هذا |
Lütfen aşağılanmış hissetmeyin ama hafıza kartı için Frost'u yardıma gönderiyorum. | Open Subtitles | لا تشعر بالإهانة ، و لكنني سوف أرسل فروست الى هنا لكي يساعدك في أمر بطاقة الذاكرة |
Paydaşlar değersiz ve müvekkiller de aşağılanmış hissedebilir. | Open Subtitles | حسنا، قد يشعر المساهمين بالتقليل من القيمة والعملاء قد يشعرون بالإهانة. |
Bir silah yerine, sadece bu çobanın asası ve der ki -- kendini aşağılanmış hisseder -- "Ben bir köpek miyim ki bana çubuklarla geliyorsun?" | TED | بدلا من السلاح، مجرد متعلقات لراع، يقول -- شاعرا بالإهانة -- "هل أنا كلب لتأتي إليّ ببعض العصى؟" |
Etrafındaki insanlara, kendilerini aşağılanmış hissettirmemesidir. | Open Subtitles | ان الرجولة لا تعني أن تجعل الناس من حولك يشعرون بالمهانة |
Nazik olmaya çalıştığında kendimi daha çok aşağılanmış hissediyorum. | Open Subtitles | كلما حاولتأن تكون أكثر لطفاً كلما أحسست بالمهانة أكثر |
Üzgün hissetmiyorum, öfkeli hissetmiyorum, sadece aşağılanmış hissediyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بالحزن ، ولا أشعر بالغضب اشعر فقط بالمهانة |
Çok aşağılanmış olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك شعرتي بالاهانة |
- Sırf gördüğüm için aşağılanmış hissettim. | Open Subtitles | - انا اشعر بالاهانة مما ارى - |
Aynı kişi benim fikirlerime meydan okuduğunda berbat, aşağılanmış ve mahcup hissettim. | TED | وعندما يتحدى نفس ذلك الشخص أفكاري، بدا الأمر عسيراً عليّ، شعرت بالذل والهوان. |
Yemekte söyleyemedim,çünkü çok aşağılanmış hissediyordum. | Open Subtitles | ولم أقدر على قول شئ خلال العشاء لأني أحسست بالذل |
aşağılanmış.. (Onuru Kırılmış) | Open Subtitles | مُهان |
aşağılanmış. | Open Subtitles | أنني مُهان |
aşağılanmış, sanırım. | Open Subtitles | ذليلة, أعتقد |
Kızgın, hüsran dolu ve aşağılanmış. | Open Subtitles | غاضبة، محبطة، مهانة. |
Tatlılar ama yine de o üzümler aşağılanmış. | Open Subtitles | إن مذاقها حلو لكنها حقيقة ليست سوى عنب مهان |
Korkmuş, zalimliğe uğramış ve aşağılanmış hissettim...ve...ve yaşıyorum. | Open Subtitles | لقد شعرت بالرعب .. و التنكيل و المهانة و الحياة |
Bugün buraya alçakgönüllülükle ve aşağılanmış bir halde senden bir şey istemeye geldim. | Open Subtitles | لقد جئت قبل عام من اليوم مهزوم... و ذليل... |