" Bazı kişilerin, 100 milyon doları aşan bir miktarı nakletmek için, uçakların yaklaşık çarpma zamanlarının bilgisine sahip oldukları yönünde bir şüphe var." | Open Subtitles | هناك شك فى أن البعض كان لديه معلومات مسبقة عن الوقت التقريبى لهجوم الطائرات حتى ينقل مواد تفوق قيمتها 100 مليون دولار |
Bu küçük katil makinelerle, Kadimler düşmanlarını bile aşan bir saldırganlık icat ettiler. | Open Subtitles | أطلق القدماء عدوانية شديدة تفوق حتى عدوهم |
Suların burada 24 metreyi aşan yükseğe ulaştığı ve iç kısımlara doğru üç kilometreden fazlar ilerlediği kaydedildi. | TED | وقد تم تسجيل مستويات الماء هنا بما يتجاوز 24 مترا في العلو، وقطعت أكثر من ميلين في البر. |
Şimdi beni iyi dinle. Bütçeyi aşan hiçbir yapımı onaylamıyorum, tamam mı? | Open Subtitles | استمع الي , انا لا اوافق على اي انتاجيه تتعدى هذا الربع |
Dünya ile yaklaşık aynı boyutu ve sıcaklığı dört yüz dereceyi aşan yoğun atmosferiyle, sıvı su için çok sıcak. | Open Subtitles | بنفس حجم الأرض تقريبا و غلافه الجوي الكثيف يشهدُ درجات حرارة تتجاوز ال 400 درجة مئوية حار جداً على الماء. |
Ama seni uyarıyorum. Çizgiyi aşan en ufak hareketin sonuna neden olur. | Open Subtitles | لكنني أحذرك, خطوه صغيره خارج حدودك ستؤدي إلى نهايتك... |
Angela Branson hani şu elmas işi boyunu aşan kız. | Open Subtitles | إنه يُوضح بأن الطلقة التى قتلت (أنجيلا برانسون) الفتاة التى أقحمت نفسها فى سرقة الماس، هل تتذكرها؟ |
Kesintiler, bütçe sorunları, seni aşan sorunlar. | Open Subtitles | حسومات، أزمات مالية نشاطات تفوق درجتك المالية |
Yıllık, 100 milyon doları aşan gelirimiz var ve çalışanlarım kendilerini ispat etmek zorundalar. | Open Subtitles | أرباحنا من المبيعات تفوق المئة مليون دولار سنوياً على الموظفين لديّ كسب مكانتهم |
Sadece beni aşan, elle yazılmış denklemler var. | Open Subtitles | إنها معادلات مكتوبة كلها بخط اليد, و تفوق قدراتي بشكل طفيف |
Eğer iş sizi aşan bir boyuta gelirse bir yetişkin çağırın. | Open Subtitles | لذا إن رأيتم بأن الأمور تفوق طاقتكم، اتصلوا بالكبار. |
Eşsiz yetenekleri olan görme spektrumunu aşan bir görüş ve algı sahibi bir aileye. | Open Subtitles | يمتلكون قدرات استثنائية قدرة تفوق الخيال على الرؤية والإدراك |
Belediye başkanı, burada sizin rütbenizi aşan tehlikeli durumlar olduğunu anlatmaya çalışıyor. | Open Subtitles | -ما الذي تحاول قوله يا سيدي ؟ -إن ما يقصده العمدة هو أن هنالك مسائل في الولاية تفوق اختصاصك بلا ضغينة |
Hatta bazıları, bilincin bilimi tamamen aşan bir konu olduğunu bile söyler. | TED | حتى أن بعض الناس يقول أنه يتجاوز مجال العلم تماماً. |
Bu dünyada, yaşamın ve ölümün sınırları olarak bilinen şeyi aşan bir mahluk var. | Open Subtitles | يوجد على هذه الأرض مخلوق يتجاوز ما هو معروف عموماً بحدود الحياة والموت |
Gezegenin sürdürebilme imkanını aşan bir nüfus oluşunca hasat için hazır kabul edilir. | Open Subtitles | بمجرد أن يتجاوز عدد سكان الأرض القدرة على الحفاظ عليه، فهذا يعتبر جاهز للحصاد. |
Yani, bu şekilde yemenin sağlığınızı bile aşan birçok nedeni var. | TED | لذا، هناك الكثير من الأسباب لتناول الطعام بهذه الطريقة والتي تتعدى أن تكون لصحتك فقط. |
Eğer bildiğim iki şey varsa kararlar da bunlar gibidir beni aşan şeyler bunlar. | Open Subtitles | هناكَ شيئان أعلمُهما مثلَ هذه القرارات تتعدى مُتحصلات أجري |
Dolayısıyla bir gram üretmek neredeyse evrenin yaşı kadar bir süre alır ve altının şimdiki değerini çokça aşan bir maliyette olur. | TED | لذا فإنتاج غراما واحدا فقط سيستغرق عمر الكون بتكلفة تتجاوز بكثير القيمة الحالية للذهب. |
Ve tabi ki bunlar yaş, ırk, kültür, cinsiyeti aşan şeylerdi. | TED | وبطبيعة الحال هذه الأمور تتجاوز حدود السن ، العرق ، الثقافة ،ونوع الجنس. |
Çizgiyi aşan sensin dostum. | Open Subtitles | انت تعديت حدودك يا رجل. |
- ...sonra da kendininkini aşan bir başka tez okumuş. | Open Subtitles | ثم قرأ مقالة أخرى بدت أنها أفضل من مقالته |
- Güvenliği aşan bu mu? | Open Subtitles | هل هذا هو الإختراق الأمنى ؟ |