| Burada bulunmamızın nedeni, benim aşk hayatımı konuşmak değil; senin aşk hayatını konuşmak. | Open Subtitles | لسنا هنا للحديث عن حياتي العاطفية بل للحديث عن حياتك العاطفية |
| Chips kardeşimize şapka çıkarmak isterim. aşk hayatını sığınakta kalmaya tercih ettin. | Open Subtitles | فضلت حياتك العاطفية على حياتك الحقيقية في الملجأ |
| Bir batıl inanca göre, geri giden Merkür görmek kötü şans getirirmiş, ve aşk hayatını mahvedermiş. | Open Subtitles | أتعلمين, وفقاًللخرافة.. الحركة العكسية لعطارد تجلب الحظ السيء ويمكنها تماماً أن تحطّم حياتك العاطفية |
| - Doktorlar backtomiye ihtiyacım olduğunu söylediler. - aşk hayatını. - İktidarsızım dostum. | Open Subtitles | حياته العاطفية أنا رجل مهم أذهبي من هنا يا عاهرة |
| Ve aşk hayatını da kontrol ediyorsun. | Open Subtitles | وأنت تدير حياته العاطفية الآن |
| Senin aşk hayatını konuşmak için burada değilim. | Open Subtitles | أنا لست هنا لأتحدث عن حب حياتك |
| Ama senin aşk hayatını konuşuyorduk. | Open Subtitles | ولكن كنا نتحدث عن حب حياتك |
| Yeni ve heyecan dolu aşk hayatını mı? | Open Subtitles | ماذا ؟ حياتك العاطفية المثيرة ؟ |
| Biraz aşk hayatını konuşalım mı? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تحدثنا عن حياتك العاطفية |
| - ya da aşk hayatını kabul etmediğimi düşünme... - Dur. | Open Subtitles | .. ولا أن أحرمكَ من حياتك العاطفية - توقّف - |
| - aşk hayatını çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | - أحاول لإنقاذ حياتك العاطفية. |
| - aşk hayatını çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | - أنا احاول إنقاذ حياتك العاطفية |
| aşk hayatını dinlemek istemiyorum. | Open Subtitles | -لا أريد أن أسمع عن حياتك العاطفية . |
| Lester'ın aşk hayatını takip etmiyoruz. | Open Subtitles | لم نتقصى عن حياته العاطفية |