"abartılıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• مبالغ
• مُبالغ
• مبالغة
• مبالغٌ
• تقييمُ

Kesinlikle. Ama diğer taraftan, bir şeyler bilmek fazla abartılıyor.
بالطبع، ولكن من جهة اخرى، المعرفة امر مبالغ فيه

Yeni yılı sikeyim. abartılıyor, fazla para harcanıyor ve ben hemen geliyorum.
انسي ذلك، مبالغ فيه ومكلف سأعود في الحال

Aşk çok abartılıyor, ayrıca aşıkken ayaklarımız yere sağlam basmıyor.
الحب امر مبالغ فيه ومبنياً على ارض هشة للغاية

Bence normallik fazla abartılıyor.
أعتقد أنه لربما أن تكوني طبيعية شيء مُبالغ فيه

Dört, artık mükemmel görünmeyi umursamıyorum. Çok abartılıyor.
رابعاً, لم أعد أهتم بشأن أن أبدو مثالية, إنه مُبالغ في التقدير.

Görünüşe göre ölümüne ilişkin haberler fazlasıyla abartılıyor.
يبدوأنتقاريرموتهكانت بشدة .. مبالغة بشدة

Sanırım fedakarlık biraz abartılıyor.
سيبدو أنّ التضحية مبالغٌ في تقديرها.

Ama diğer taraftan, bir şeyler bilmek fazla abartılıyor.
لكن من الناحية الأخرى، الأشياء العارفة مُغالية في تقييمُ.

Bence yakınlaşma çok abartılıyor.
لو ستسأليني ، فأمر دنو الملامسة مبالغ بهِ.

Fazla abartılıyor ve zaten sende oraya uygun değilsin.
و مبالغ في تقديرها و لن تلائمك على أية حال

Gerçeklik fazlasıyla abartılıyor.
لإن الحقيقة يمكن ان تكون امر مبالغ فيه جداً

Bekarlık, çünkü İspanyol pembe dizisinde yaşamak fazla abartılıyor ve biraz da aşağılayıcı aslında.
العزوبة , بسبب العيش فى البروفة الاسبانية أمر مبالغ فيه ومهين بعض الشئ

Güzel kitap kabul ediyorum ama gereğinden fazla abartılıyor.
أتعلمين , سأعترف بأن لديها لحظات لكنه مبالغ في تقديره تماماً

Jerry Jerry'liğini yapıyor... sonuç olarak yollarımızı ayıracağız... ama yıkıldığım hakkındaki dedikodular çokça abartılıyor.
أوه، جيري هوه جيري. ونحن نذهب طرقنا المنفصلة، لكن إشاعات موتي مبالغ جدا.

Sanırım benim romantik kahramanlık hikayelerim biraz abartılıyor.
أعتقد أن الروايات المتداولة حول تجاربي في الحب مبالغ فيها

Ayrıca cinsellikten uzak durmak çok abartılıyor.
بجانب أن الإمتناع عن ممارسة الجنس أمر مبالغ فيه.

Cinsellik çok abartılıyor.
الأعضاء التناسلية مُبالغ فى تقديرها

Yurt dışında okumak abartılıyor.
الدراسة في الخارج مُبالغ في تقديرها.

Anlamamız gerekiyor ki öğrencilerin şiddetinin derecesi fazla abartılıyor ve kodamanların şiddeti küçümseniyor.
نحن يَجِبُ أَنْ نُدركَ الدرجةَ التي وصل لها عنف الطلابِ... لقد وصل لدرجة مبالغة و القوانين أصبحت أقل أهمية

- İyilik çok abartılıyor.
-حسنٌ ، "لطيف" كانت مبالغة . -هذا ما ظننته .

Şu çekirdek aile denen şey çok abartılıyor.
...اتعلمين ،، أمر العائلة النووية هذا إنهُ مبالغٌ فيهِ

Eğitim olayı fazla abartılıyor.
التعليم مُغالَى في تقييمُ