"abartılmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • المبالغة
        
    • مبالغ
        
    • ممجد
        
    • بلذيذ
        
    Korkarım ki, eşlerimin sayısıyla ilgili rakam abartılmış. Open Subtitles اخشى ان عدد زوجاتي قد تم المبالغة به كثيراً
    Size mutlulukla söyleyebilirim ki hastalığım hakkındaki söylentiler oldukça abartılmış. Open Subtitles تسعدني المبالغة في الشائعات المتعلقة بموتي.
    Yeteneklerimle ilgili bazı şeyler abartılmış galiba. Open Subtitles من الممكن أن يكون هناك بعض المبالغة فيما يخص مدى قدراتي
    İskitlilerin ve Amazonların ilk hikâyeleri abartılmış dedikodular olabilirler. TED قد تكون أقدم القصص عن السكوثيين والأمازونيات مجرد شائعات مبالغ فيها.
    Takım çalışmasının, her zaman abartılmış olduğunu düşünürüm. Open Subtitles لقد شعرت دائماً بأن العمل الجماعي مبالغ فيه.
    O çöplük, zenginler için abartılmış bir tabloid. Open Subtitles هذه قصاصة الورق تعتبر صحيفة شعبية ممجد للأثرياء
    Siyahlar fazla abartılmış. Open Subtitles الجزء الأسود ليس بلذيذ
    aynı şeyler mi? Bu sanki tek soruluk IQ testi gibi duruyor. Bunlar aynı şeyler olamaz. Biraz da abartılmış, fakat gerçeğe yakın bir dizi de TED ويستحق هذا الامر التأمل ان المصدر الاكبر لكل من البؤس او الاضطرابات في حياة الانسان يبدو انه يظهر من خلال المبالغة في التفريق بين حالة دائمة واخرى
    (Kahkahalar) Bu yaptığım işin abartılmış hali. TED (ضحك) هذا نوع من المبالغة عن طبيعة ما أقوم به.
    Ölümünüz hakkındaki söylentiler, Baya abartılmış Bay Kent. Open Subtitles تتم المبالغة كثيراً بشائعات الموت سيد (كينت)
    Hafif abartılmış bana sorarsan. Open Subtitles نوعاً من المبالغة , كما أعتقد
    Bana göre, yaşamın varlığı hayli abartılmış bir olgu. Open Subtitles حسب رأيي، وجود الحياة ظاهرة مبالغ في تقديرها
    Bana göre, yaşamın var oluşu fazlasıyla abartılmış bir olay. Open Subtitles حسب رأيي، وجود الحياة ظاهرة مبالغ في تقديرها
    Bir filmi yönetmek çok abartılmış bir iştir, bunu hepimiz biliyoruz. Open Subtitles إخراج فيلم عمل مبالغ في تقديره، كلنا نعلم هذا
    Bir filmi yönetmek çok abartılmış bir iştir, bunu hepimiz biliyoruz. Open Subtitles إخراج فيلم عمل مبالغ في تقديره، كلنا نعلم هذا
    Çok abartılmış ve ürkütücü bir cadı bayramı olsa da, tek avantajı, kim olduğunu bilmek zorunda olmaman. Open Subtitles وبالرغم من أنها عطلة ساحرات مرعبة مبالغ فيها الفائدة الوحيدة منها أنك لا يجب أن تعرفي من أنت
    Yıllar geçtikçe, 19. yüzyıldan 20.yüzyıla geçiş sırasında, diğer aldatmaca haline bürünmeye başladı. Bu tanımlama aldatıcı bir biçimde büyütülmüş veya abartılmış gözüken bir obje ile yüzeysel bir ilgi veya bağlantı anlamına gelir. TED وبمرور السنين عند دخول القرن العشرين بدأت تأخذ هذه الكلمة منحى مختلف من التضليل هذا التعريف لأي اهتمام مصطنع أو مرتبط بشيء أو بجسم عبر كونه ظاهراً بشكل وهمي أنه مضخم أو ممجد
    Hayır. Sen abartılmış bir Windows Vista'sın. Open Subtitles رقم أنت مجرد ممجد ويندوز فيستا.
    Siyahlar fazla abartılmış. Open Subtitles الجزء الأسود ليس بلذيذ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more