Acı çekiyordu. Acı çekiyordu. Bunu yapmak istemedi. | Open Subtitles | كانت تتألم كانت تعاني، لم يكن يريد فعل هذا |
O gelesiye kadar çok Acı çekiyordu. | Open Subtitles | أنها كانت تتألم طوال اليوم حتى مجيئه |
Acı çekiyordu, ama kimse umursamadı. | Open Subtitles | و كان يعاني من ألم مبرح و لكن لم يعبأ به أحد |
Şimdi 1925 yazında, yüksek ateş nöbetinde Acı çekiyordu. | Open Subtitles | في هذا الوقت في صيف عام 1925 كان يعاني بوضوح من نوبة شديدة من حمى القش |
Korkunç ihmaller içinde Acı çekiyordu ve çaresizce annesinin sıcaklığının ve sevgisinin özlemini çekiyordu. | TED | كانت تعاني من إهمال رهيب، وتتوق بيأس لدفء وحب والدتها. |
Sanırım Acı çekiyordu çünkü kendi kendine mırıldanıyor ve çok vahşi görünüyordu. | Open Subtitles | أظن أنه كان يتألم بشدّة لأنه بدا متوحشاً جداً |
Hepsi Acı çekiyordu ve ben onların acılarına bir son verdim. | Open Subtitles | كنّ جميعهنّ يعانين وقد أرحتهنّ من شقائهنّ |
Çok Acı çekiyordu. Bir kilometre daha gitmeyi göze alamadım. | Open Subtitles | ولقد كان يشعر بالكثير من الألم غير أنّي لم أشأ له أن يُعاني ميلاً آخر. |
Acı çekiyordu ve çok terliyordu. | Open Subtitles | كانت تتألم وتصب الكثير من العرق |
Büyükannem çok Acı çekiyordu ama yine de gülümsediğini gördüm. | Open Subtitles | جدتي كانت تتألم بشدة لكنها ابتسمت |
Acı çekiyordu. Artık çılgın olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | كانت تتألم ألم تعد تعتقد أنها مجنونة؟ |
O narsistik ego yapısından dolayı Acı çekiyordu, dolayısıyla kelimenin tam anlamıyla soyunu çoğaltmak için bir arzu içerisindeydi. | Open Subtitles | لقد كان يعاني من حب ذات نرجسي، وبالتالي رغبته بنسخ نفسه حرفياً عبر ذريته. |
Çok Acı çekiyordu, ızdırap, Fakat yazmaya devam etti. | Open Subtitles | وهو كان يعاني من ألم كبير وغم، لكنه واصل كتابة الكتاب. |
Yani dondurmacı sıcaktan Acı çekiyordu. Evet. Bütünüyle ironi. | Open Subtitles | إذن رجل الأيس كريم يعاني من إعياء ناتج عن الحرارة - نعم، ويا لسخرية - |
ve hastam AIDS hastalığının son aşamasında Acı çekiyordu Güvenli iğneleri kullanmaya yeni başlamıştık ve tehlikeli atık kabına gittiğimde | Open Subtitles | ومريضي كان يعاني مرحلة نهائية بالإيدز. كنّا للتو قد تحولنا لتلك الإبر القابلة للسحب. |
Hayatının bu döneminde AIDS'den Acı çekiyordu ve zatüree idi. | TED | في هذه المرحلة من حياتها كانت تعاني من مراحل متقدمة جداً من الايدز وكانت تعاني من الالتهاب الرئوي |
İnsanlar Acı çekiyordu, kavga ediyordu. | TED | الناس كانت تعاني. الشعب كان يتقاتل. |
Acı çekiyordu. Onun korkusunu paylaştım. | Open Subtitles | حسناً,هي كانت تعاني و أنا شاركت خوفها |
Onu bıraktığımda Acı çekiyordu ama canlıydı. | Open Subtitles | عندما تركته كان يتألم لكنه كان حي |
Çok Acı çekiyordu. | Open Subtitles | كان يتألم كثيراً |
Hepsi Acı çekiyordu ve ben onların acılarına bir son verdim. | Open Subtitles | لقد كن يعانين و أنا أنهيت معاناتهن |
Çok fazla Acı çekiyordu. Yapmam gerekeni yaptım. | Open Subtitles | لقد تعرض لكثير من الألم لذا فعلت ما كان يجبُ فعله |
Ve çok Acı çekiyordu, neredeyse keder filmini gözlerinde görebiliyordun. | Open Subtitles | وكانت تعاني الكثير من الألم بحيث يمكنك رؤية طبقة من الحزن فوق عينيها |