"acı çekmesine" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعاني
        
    • تعاني
        
    • يعانون
        
    • لمعاناة
        
    • بكثير من الألم
        
    Yüzbaşı, bu şekilde acı çekmesine göz yumarak ona da, bize de iyilik etmiyorsun. Open Subtitles كابتن أنّك لا تسدي لنا ولا له .صنيعاً بتركه هكذا يعاني
    Kimsenin acı çekmesine dayanamıyorum. Open Subtitles لكني لم استطيع. لا استطيع ان اري احد يعاني.
    Mandalore yöneticileri, dostlar, korkarım tarafsızlığımız halkımızın acı çekmesine yol açtı. Open Subtitles انا خائف ان حيادنا قد تسبب فى جعل شعبنا يعاني
    İşte bu durum verimliliği öldüren, insanların iş yerinde acı çekmesine neden olan şey. TED وهذا هو ما يقتل الإنتاجية، وما يجعل الناس تعاني في العمل.
    Şimdi; sen zaman yönetimi kavramını anlamadığın için öğrencilerin acı çekmesine izin veremeyiz. Open Subtitles و الآن، لا يمكننا أن نجعل التلاميذ تعاني فقط لأنكِ لا تعرفين كيف تنظمين وقتك
    Niyetim tüm gücümle Pang'a karşı savaşmaktı ancak masum halkın acı çekmesine dayanamam. Open Subtitles أنا أقاتل بانج الآن على طول الجبهة ولكن لا استطيع تحمل رؤية المواطنين يعانون.
    Echo'nun acı çekmesine çok üzülüyorum ama bazı cevaplar almamız gerekiyor. Open Subtitles (أنا جدّ آسفة لمعاناة (إيكو و لكن لابد أن نحصل على إجابات
    Böyle bir güzelliğin acı çekmesine dayanamayan adam bir bıçak çıkarıp güveyi özgür bırakmış. Open Subtitles لعدم قدرته على رؤيته مخلوق جميل كهذا يعاني الرجل إستخدم نصل وحررها
    Yüzbaşı, bu şekilde acı çekmesine göz yumarak ona da, bize de iyilik etmiyorsun. Open Subtitles كابتن، هذا ليس منطقياً، إنّك لا تقدم صنيعاً بتركه يعاني هكذا.
    Eğer alternatif bir yol varsa masum bir insanın acı çekmesine izin vermeyeceğini biliyorum. Open Subtitles وأنا أعلم أنك لن تدع شخص بريء يعاني إذا كان هناك بديل
    acı çekmesine izin verme! Acı çektiklerinde daha iyi oluyorlar. Open Subtitles يكون لحمه أفضل عندما يعاني بالذبح
    Bu yüzden kimsenin benim gibi acı çekmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles لذلك لن أسمح لأحد بأن يعاني مثلي
    İyi bir adamın bu şekilde acı çekmesine dayanamıyorum. Open Subtitles أكره أن أرى رجلاً صالحاً يعاني كهذا.
    Bebeğimin burada acı çekmesine izin veremem. Open Subtitles لا أستطيع أن أجعل طفلي يعاني هنا
    Misa'nın bu kısa hayatıyla acı çekmesine izin mi vereceksin? Open Subtitles أتستطيع أن تجعل ميسا تعاني بقصر حياتها لهذا الحد؟
    Ya nerede olduğunu gösteririm ya da zavallı Libby acı çekmesine izin veririm. Open Subtitles لذا فإما أريكم أين هو أو أدع ليبي المسكينة تعاني
    Misa'nın bu kısa hayatıyla acı çekmesine izin mi vereceksin? Open Subtitles أتستطيع أن تجعل ميسا تعاني بقصر حياتها لهذا الحد؟
    Bebeğimin de Angela'nın da daha fazla acı çekmesine göz yumamam. Open Subtitles لا أشاهد طفلي أو أنجيلا تعاني بعد الآن. لا أستطيع.
    Sırf benim yüzümden krallığın acı çekmesine göz yumamam. Open Subtitles لم أستطع أن أجعل المملكة تعاني على حسابي.
    Bütün dünyada insanların acı çekmesine ve bu kadar çok tutku cinayetine şaşmamak gerek. TED لا عجب ان الناس يعانون في جميع أنحاء العالم وليس لدينا الكثير من جرائم العشق .
    Halkımın onun egemenliğinde acı çekmesine göz yummayacağım. Open Subtitles لنْ أترك شعبي يعانون تحت إستبدادها
    İnsanların acı çekmesine gerek yok. Open Subtitles ليس هناك حاجة لمعاناة الناس
    Onun acı çekmesine neden oluyorsun. Open Subtitles إنّك تتسبّب لها بكثير من الألم...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more