Kılıç ustaları tarihinin en acınacak derecede... kolay pususu olarak değerlendilmelidir bu. | Open Subtitles | ذلك يجب أن يُصنّف كأسهل كمين مثير للشفقة في تاريخ إمرأة السيوف |
Ve acınacak olan şeyse, layık olmaya çalıştığın adam aslında hiç var olmadı. | Open Subtitles | و الشيء المثير للشفقة ان ذلك الرجل الذي تحاول ارضائه لم يوجد قط |
Sanırım bu denli acınacak oluşumdan mutlu olmalıyım. Şapşal, senin için üzüldüğünü söylüyor. | Open Subtitles | أعتقد أنني يجب أن أكون سعيدة لكني تعيسة الغبي يقول أنه يشعر بالأسف تجاهك |
Dışarı çıkmak için kolay yolu seçmeleri acınacak bir durum. | Open Subtitles | أمر يثير الشفقة. اختيار الطريق السهل للخروج هكذا. |
Dağların eteklerinde, bu yükseklikten acınacak gibi görünüyor zaten. | Open Subtitles | على أطراف تلك الجبال، أترى؟ يبدو الأمر من هذا المرتفع بحالة يرثى لها تقريبا |
Çok gençtim, evli değildim, çocuğum yoktu Afrikayı pek bilmiyordum, ve Fransızcam acınacak haldeydi | TED | كنت يافعة جداً، ولست متزوجة، وليس لدي أطفال، لم أكن أعرف أفريقيا وبجانب ذلك، كانت لغتي الفرنسية بائسة. |
Çünkü bu aslında yılın geri kalanında acınacak sefillerden olma fikrini onaylamaktadır. | Open Subtitles | لأنها تعني بالضرورة تأكيد الفكرة المقابلة في أن تكونَ صعلوكاً بائساً طوال الفترة الباقية من السنة |
Onun kalbine ulaşmak ve bu acınacak takıntıyı kalbinden silmek isterdim. | Open Subtitles | أريد الوصول إلى داخله و أمزق ذلك الوسواس البائس من قلبه |
Aldığı öğretmenlik maaşı benimkinden az, yani acınacak durumda. | Open Subtitles | وراتبها من المدرسة يقل عن راتبي, مما يثير للشفقة |
Kendine bir bak. Eşyalar vurup duruyorsun. acınacak haldesin. | Open Subtitles | انظر إلى نفسك تصفع الأشياء، إنك مثير للشفقة |
Vietnam lılar tafından itilmekten dolayı hasta oluyorum, bizim gibi, yani,acınacak devler. | Open Subtitles | لقد سئمتُ ضغط الفييتناميين علي وكأننا عملاق مثير للشفقة |
Birgün mutsuz, acınacak... ..işe yaramaz bir cahil olduğunu anlamış bir adam. | Open Subtitles | في يوم ما ستصحوا وتدرك هذه الحقيقة فقط حزين ، مثير للشفقة ، غير نافع وجاهل باي شئ |
Bana acınacak halde demiştim. | Open Subtitles | نعم ، ولكنك لا تكون أكثر إثارة من كونك مثيراً للشفقة |
Beni güldürdün, ama sadece senin acınacak durumda olduğunu düşümdüğünden. | Open Subtitles | أنت تجعلني أضحك، لكنني أظنك شخص مثير للشفقة |
Fakat bakmamak acınacak hale getirebilir. | Open Subtitles | لكن عدم الإعتناء به يجعلك تعيسة |
Hepsine inandım ve şimdi de acınacak haldeyim. | Open Subtitles | لقد صدّقتُها كلها والآن أنا تعيسة. |
Gel bir ya da on bardak içip birlikte acınacak halde olalım. | Open Subtitles | لنتناول مشروباً أو عشرة و نثير الشفقة معاً |
Ayrıca, penisi kontrol eden korteks alanı acınacak durumda. | Open Subtitles | و أيضاً، الحجم الكبير لقشرة مخك يثير الشفقة |
Adam acınacak durumda. Orada çalışacak hali yok. | Open Subtitles | هو في حالة يرثى لها ولكن لازال بإستطاعته أن يعمل. |
Eğer biz ölmeye buradan çıkamıyor kadar ikna iseniz, söyle, senin acınacak takım o zaman neden umurunda olduğunu amaçlarına ulaşır? | Open Subtitles | - قل لي، إذا كنت مقتنعا جدا نحن عالقون هنا للموت، ثم لماذا هو يهمك إذا فريق الخاص بك يرثى لها تصل إلى هدفهم؟ |
New York'tayken de acınacak haldeydin, taşrada da öyle olacaksın. | Open Subtitles | كنت بائسة في نيويورك، وستكونين بائسة كذلك في البداية. |
İkisi de acınacak haldeydi. | Open Subtitles | كلاهما كان بائساً. |
acınacak hâldeki rahminden kaçtığımdan beridir çalışmalarımı berbat ediyorsun. | Open Subtitles | كنتِ تعرقلين عملي منذ اليوم الذي هربت فيه من رحمك البائس |
Bu aletler eski ve acınacak durumda. Belki Frasier'ı evde yakalarım. | Open Subtitles | الأصوات الإرتداديه من المعدات القديمه المثيره للشفقه |