| İntikam, acısının ebedi olmasını gerektiriyor. Tıpkı bizimki gibi! | Open Subtitles | الثأر يطلب ذلك إن ألمه يكون أبدى , بينما لنا |
| Belki... belki kolunu düzeltmeyi deneyebilirim, acısının azalmasına yardımcı olur. | Open Subtitles | , ربما لو حاولت أن أعيد ذراعه سيخفف ذلك من ألمه |
| Anlaşılan, bunun sayesinde acısının üstesinden geliyor. | Open Subtitles | فعلى ما يبدو أنها تلهيه عن ألمه |
| Dexter, acısının sebebi olduğunu kabul etmişken çözüm olmayı nasıl beklersin? | Open Subtitles | (دكستر)، لقد إعترفت بأنك السبب في ألمها كيف تتوقعين أن تكوني الحل؟ |
| acısının çoğunun kaynağı sensin. | Open Subtitles | أنت مصدر أغلب ألمها |
| Ayrıca umutsuzca acısının... bir amacı olduğuna inanmaya... ihtiyacı olan Abigail'e. | Open Subtitles | و (أباجيل) التي بـشكلٍ ميئوس منه تريد أن تظنّ أنّ هُنالك سببٌ لـ ألمها. |
| Ve umutsuzca acısının bir amacı olduğuna inanma ihtiyacı duyan Abigail'a. | Open Subtitles | و (أباجيل) التي بـشكلٍ ميئوس منه تريد أن تظنّ أنّ هُنالك سببٌ لـ ألمها. |
| Cole da Phoebe'nin acısının kaynağı. | Open Subtitles | و "كول" هو مصدر ألمها |