| Zanlının ya acelesi vardı ya da onları ayırmak için vakit kaybetmedi. | Open Subtitles | الجانية كانت مستعجلة أو لم تبذل جهدا في نشرهم كما فعلت سابقا |
| - E, acelesi vardı. | Open Subtitles | نعم كانت مستعجلة |
| Belli ki acelesi vardı. | Open Subtitles | {\pos(192,215)}من الواضح أنها كانت مستعجلة |
| Gitmek için acelesi vardı, değil mi? | Open Subtitles | لقد كان في عجلة من أمره ليرحل، أليس كذلك؟ |
| Olaydan sonra bayağı acelesi vardı. | Open Subtitles | كانت في عجلة من أمرها لكي تخرج من هنا بعد الحادثة |
| Dr. Kayson'ın acelesi vardı. | Open Subtitles | كان رقم الدكتور Kayson في عجلة من امرنا. |
| - Çok acelesi vardı. | Open Subtitles | كانت مستعجلة جداً |
| - acelesi vardı, iki katını ödedi. | Open Subtitles | كانت مستعجلة ودفعت الضعف |
| - Elaine'in biraz acelesi vardı. | Open Subtitles | -إلين) كانت مستعجلة) . |
| Birilerinin acelesi vardı herhalde. | Open Subtitles | شخص ما لا بد أنهُ كان في عجلة. |
| acelesi vardı gerçi. | Open Subtitles | كان في عجلة من أمره في ذلك الوقت |
| - Muhtemelen yeterli zamanı yoktu, acelesi vardı. | Open Subtitles | -وربما لم يكن لديه ما يكفي من الوقت كان في عجلة من امره. |
| Sanki tabakhaneye bok yetiştiriyor gibi acelesi vardı. | Open Subtitles | كان يبدو عليها أنها في عجلة من أمرها |
| Onun her zaman acelesi vardı. | Open Subtitles | انه دائما في عجلة من امرنا. |