"aceleyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • عجلة
        
    • عجل
        
    • عجالة
        
    • مسرعاً
        
    • مستعجلاً
        
    • مسرعة
        
    • بعجلة
        
    • العجلة
        
    • مسرعا
        
    • هرعت
        
    • عجلةٍ
        
    • عجله
        
    • متعجلاً
        
    • أسرعت
        
    • هرع
        
    "Kesinlikle çok aceleyle ayrılıyor. Eğer bizi tanırlarsa, büyük beladayız demektir." Open Subtitles مؤكد انها ترحل فى عجلة إذا كشفونا, سنكون في مشكلة كبيرة
    Oradan aceleyle çıktı gitti birine mesaj yazıyordu ama onu kaybettim. Open Subtitles كانت في عجلة للخروج من هناك، تُراسل شخصاً ما، ولكنّي فقدتها.
    Ama onun yerine, insanlar yanımdan aceleyle geçti ve beni görmezden geldi. TED ولكن بدلاً من ذلك، واصل الناس طريقهم على عجل وتظاهروا بعدم رؤيتي.
    aceleyle Kaşif adlı uydu füzeye yerleştirildi. Open Subtitles على عجل تم تركيب القمر الصناعي اكسبلورر عليه
    Jimmy o akşam çok iyi oynuyordu Cal aceleyle çıkıp gitti. Open Subtitles لكن جيمي أدار الطاولة تلك الليلة، و كال غادر على عجالة
    aceleyle gitmiş. Acaba, profesyonel bir hırsızı bu kadar korkutan nedir? Open Subtitles ، لقد رحل مسرعاً أتعجب ما الذي قد يرعب لص محترف هكذا
    - Sorun değil. aceleyle çıkarken unuttu herhâlde. Hastaneden arıyor olabilirler. Open Subtitles لا بأس، كان مستعجلاً وعلى الأرجح أنّه نسيه، قد تكون المستشفى
    Ve şehre geldi ve etrafta aceleyle koşturuyordu ve dedi ki, " Yeni ayakkabılar almam lazım!" TED وقد جائت على عجلة وقد قالت .. يتوجب علي شراء حذاء جديد
    Dolaptaki tüm eşyaları aceleyle almış. Open Subtitles لقد أخذ كل اغراضه من هذا الدولاب وهو فى عجلة
    Demek benden üç dakika sonra çıktı... aceleyle, yani benim peşimde değildi. Open Subtitles لقد غادر بعدي بثلاث دقائق في عجلة كما تقول اذا لم يكن يريدني
    aceleyle gördüğüm ilk elbiseyi kapıp getirdim. Open Subtitles لقد كنت في عجلة من أمري فإلتقطت أول شيء رأيته
    aceleyle kaçacağımı bilsem başka zamana bırakırdım. Open Subtitles إذا كنت أعرف أن علي الفرار على عجل لأجلتها لوقت لاحق
    Ya ortalık karıştırılmış ya da birileri aceleyle çıkmış. Open Subtitles إما أن يكون هذا المكان قلب رأساً على عقب أو أن أحدهم رحل على عجل
    Eğer "ilerleyiş"ini kısa kesmek zorunda hisseder ve aceleyle buraya döner de, Prens'in iyileşmiş olduğunu görürse... Open Subtitles إذا شعر بأنه ملزم للحد من تقدمه والعودة على عجل فقط ليجد أن ..الأمير قد تعافى تماما
    Hemen hava alanına gitmiş. O aceleyle bana not bırakmayı unutmuş tabii. Open Subtitles لذا شقت طريقها للمطار وفي عجالة نسيت أن تترك لي رسالة
    Judah, beni affet. Dün gece aceleyle çıktım. Open Subtitles جودا يجب أن تسامحني لقد غادرت مسرعاً الليله الماضيه
    Cezvenin altı açık bırakılmıştı. Kesinlikle aceleyle çıkmış. Open Subtitles تركت غلاية القهوة تحترق، أعني، لا بدّ أنّه غادر مستعجلاً
    Oyun salonunun yukarısında yaşayan birisi yaşlı bir kadının silahlı saldırının olduğu gece olay yerinden aceleyle ayrıldığını söylemişti. Open Subtitles شخص ما من الذين يعيشون فوق الممرات قال انهم رأو امراة عجوزة مسرعة بعيدا من موقع الاطلاق الليلة الماضية.
    Güvenlikçilerden biri sizin aceleyle çıktığınızı söyledi bana. Open Subtitles احد الحراس اخبرني أنه شاهدكم تغادرون بعجلة
    aceleyle yapılmış bu hapishaneler kalabalıktı ve hijyenik değildi. TED تلك العجلة جعلتهم يبنوا سجون مزدحمة وغير صحية
    Dolap aramasında aceleyle gitmemeliydin. Open Subtitles كان لا يجب ان تكون مسرعا اثناء البحث في الخزائن
    Anne olmadan önce, Concorde kaza yaptığında aceleyle oraya giden bir gazeteciydim. TED قبل الأمومة كنت تلك الصحفية التي هرعت لتغطية خبر تحطم طائرة الكونكورد.
    aceleyle onu bırakıp gitmiş. Open Subtitles -لا شيء هنا لكنّه ذهب بدونها, في عجلةٍ من أمره
    aceleyle çıkmış ya da çıkarılmış. Open Subtitles إما أن غادرت في عجله من أمرها أو أجبرت على هذا
    Bu haşerat aceleyle kaçarken, bu kağıt parçasını düşürmüş, Open Subtitles ومهما يكن .. وبينما كان هذا الشخص متعجلاً للهروب أسقط هذه القصاصة، والتي تقول
    Biliyorum çünkü oradaydım. Sonra mutfağa aceleyle geçtim. Open Subtitles أناأعرف،لأننيكنتهنا، ثم أسرعت إلى المطبخ
    Finansmanı yöneten AB görevlisi boyanmış olan binaya aceleyle geldi. TED الفرنسي المسؤول عن التمويل المبعوث من الاتحاد الأوربي هرع لمنع عملية الطلاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more