Fakat katil artık bilgimiz dahilinde olduğundan onu bulup adaletin önüne getireceğimizden emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | و لكن الان بما أنه تحت ناظرنا فيمكنكم ان ترتاحوا لأننا سنجده و نجلبه للعدالة |
İki küçük kızı bulacağız ve belki, sadece kimliği belirsiz bir kişiyi adaletin önüne çıkaracağız. | Open Subtitles | نحن هنا لأيجاد الفتاتان الصغيرتان و ربما ، فقط ربما الجانى الذى اخذهم و نقدمه للعدالة على قيد الحياة |
Bir hafta içinde bulunup adaletin önüne çıkarılır. | Open Subtitles | خلال أسبوع ، سيجدونه ، و يقدمونه للعدالة |
Figgis'i adaletin önüne çıkarmalıyız ve FBI da ona kim yardım ediyor, bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب ان نحضر فيغي للعدالة ونعثر على من كان يساعده في الاف بي اي |
Dastan yakalanıp adaletin önüne çıkarılmalı. | Open Subtitles | "داستن"، لابد من أنّ يوجد. يجب أنّ يقدم للعدالة. |
Bu haince saldırıyı işleyenleri adaletin önüne çıkartacağız. | Open Subtitles | "وسنقدم من ارتكب هذا الاعتداء الشنيع للعدالة" |
Onu adaletin önüne getirmem için bana izin verin. | Open Subtitles | دعني أرجعه للعدالة |
Ve aldığımızda da Regina ve Cora'yı adaletin önüne çıkarabiliriz. | Open Subtitles | و حينها نستطيع إخضاع (كورا) و (ريجينا) للعدالة. |
Bana inandığınız için ve Kyle'ın katilini adaletin önüne çıkaracağınız için teşekkür ederim Bay Castle. | Open Subtitles | شكراً لك لتصديقي سيد (كاسل)، ولإحضار قاتل (كايل) للعدالة |