Biz yalnızca Muhtar'la ya da oradaki 200 adamıyla ya da buradaki 50 adamıyla savaşmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نحارب المختار و 200 من رجاله أو 50 منهم |
Onu tekrar görmek istiyorsan Monroe ve birkaç bin adamıyla karşı karşıya gelmemiz gerekecek. | Open Subtitles | لو اردت رؤيته مجددا فعلينا ان نعمل للتصدي لمونرو بنفسه وبضعة آلاف من رجاله |
Frank Bertinelli'nin sağ kolu olan Nick Salvati birkaç adamıyla birlikte boynu kırılmış olarak bulundu. | Open Subtitles | (نيك سالفاتي) الساعد (الأيمنلـ(فرانكبرتنالي... عُثر عليه مقتول ... هو وعدد قليل من رجاله |
Bilim adamıyla olan işini başarıyla tamamlarsan borcunu tamamıyla ödemiş olacaksın. | Open Subtitles | إذا نجحتي في القيام بخطتنا مع العالِم, ستكوني قد سددتي دينكِ. |
Bilim adamıyla olan işini başarıyla tamamlarsan borcunu tamamıyla ödemiş olacaksın. | Open Subtitles | ان تمكنتِ بالنجاح مع العالِم ستكونين سددتي دينك |
Bir grup adamıyla birlikte. | Open Subtitles | -برفقه عدد قليل من رجاله |
Bilim adamıyla olan işini başarıyla tamamlarsan borcunu tamamıyla ödemiş olacaksın. | Open Subtitles | اذا افلحتي مع العالِم تكونين قد سددتي دينك كاملا |
Bilim adamıyla olan işini başarıyla tamamlarsan borcunu tamamıyla ödemiş olacaksın. | Open Subtitles | اذا نجحتي مع العالِم تكونين قد سددتي دينك كله |
Bilim adamıyla olan işini başarıyla tamamlarsan borcunu tamamıyla ödemiş olacaksın. | Open Subtitles | اذا نجحتي مع العالِم ستكونين سددتي دينك كاملا |
Donald Boston'daki bir bilim adamıyla çalıştığını fakat onun da yakalandığını onu bir daha görebileceğini sanmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال (دونالد) أنّه عمل مع عالِمٍ من (بوسطن)، لكنّ العالِم أُسِرَ، ولم يكن متيقّنًا أنّه سيراه مُجدّدًا، |