"adam değildi" - Translation from Turkish to Arabic

    • يكن رجلاً
        
    • يكن رجل
        
    • يكن رجلا
        
    • ليس الرجل
        
    • لم يكن الرجل الذي
        
    • ليس رجلاً
        
    • يكُن رجلاً
        
    O bir adam değildi. Vahşi bir hayvandı. Open Subtitles إنه لم يكن رجلاً لقد كان حيواناً مفترساً
    Gerçek bir adam içecek alabilir hala parti yapabilir, o adam değildi. Open Subtitles الرجل الحقيقي يمكنه الشرب يستطيع أن يحتفل .. لم يكن رجلاً
    Bu bir zincir testere adam değildi. Hâlâ benim için bir sır. Open Subtitles هذا لم يكن رجل سلسلة المنشار هو لا يزال غامضاً بالنسبة إلي
    Earl kötü bir adam değildi, bana ne vurdu, ne de kötü davrandı. Open Subtitles أيرل لم يكن رجل سئ أنه لم يضربنى أبداً أو أى شئ مثل هذا
    Ama inanın ki Mösyö Poirot, o kötü bir adam değildi. Open Subtitles ولكن لابد ان تصدقنى سيد بوارو , انه لم يكن رجلا سيئا
    Bu gece gördüğüm adam olduğunu düşündüğüm adam değildi. Open Subtitles الرجل الذي رأيته الليلة، ليس الرجل الذي توسّمته.
    Şirketin düşündüğü gibi bir adam değildi. Open Subtitles لقد كان رجلاً صالحاً لم يكن الرجل الذي ظننته الشركة
    Dedektif raporunuz ile uyuşmazlık varsa özür dilerim fakat Jack ve bana saldıran bir adam değildi! Open Subtitles أعتذر لو اختلفت مع تقريرِكَ ايها المفتش لكن الذي هاجمنا أنا وجاك ليس رجلاً
    Yalnız o savaşçı bir adam değildi, 12 yaşından daha büyük olmayan bir çocuktu. Open Subtitles عدا أن المقاتل لم يكن رجلاً كان صبيّاً لا يزيد عمره عن 12 سنة
    Nazik bir adam değildi, ama kaba saba da olsa, onu adalet ve özgürlüğe yönelten ahlaki bir yanı vardı. Open Subtitles لم يكن رجلاً حنوناً لكن كان بداخله دافع أخلاقي شديد للعدل والحرية
    Teorik olarak bu adamın öldürülmesinde bir çok sebep olabilir. Sonuçta iyi bir adam değildi. Open Subtitles لكن من الناحية النظريّة، يُمكن أن تكون وفاته حيال أيّ شيءٍ، فلمْ يكن رجلاً لطيفاً.
    Babam pek dindar bir adam değildi. Open Subtitles والدي لم يكن رجلاً متديناً، هل تعرف؟
    Tatlıya düşkün olmasına rağmen, tatlı bir adam değildi. Open Subtitles لم يكن رجلاً لطيفاً أو معسول السان
    Büyükelçi Krazluv büyük bir adam değildi. Vins bija suns, köpeğin tekiydi. Open Subtitles السفير كارزلوف لم يكن رجل عظيم لقد كان كلب
    Hayır, kesinlikle "Yağmur Adam" değildi. Open Subtitles لا , بالتأكيد لم يكن رجل المطر بالتأكيد لم يكن رجل المطر
    Yaralı bir tavşanı çitin arkasında bırakacak bir adam değildi. Open Subtitles هو لم يكن رجل يترك أرنب مجروح على الجانب الخطأ من السياج
    Babam çok okuyan bir adam değildi ama insan anatomisi hakkında birkaç şey bilirdi. Open Subtitles أبي لم يكن رجل متعلم ولكن كان يعلم بعض الأشياء عن علم تشريح الانسان
    Vurduğu kişi hiç de bir adam değildi. Open Subtitles الرجل الذى ضُرِبَ لم يكن رجلا على الأطلاق
    Babam dindar bir adam değildi ama Trojkovo'daki arkadaşının onu burada onurlandırmak istediğini öğrendiğimde durum bir şekilde anlamlı oldu. Open Subtitles والدي لم يكن رجلا متدينا لكن عندما علمت أن أصدقاؤه من تروفوكو ارادو أن ينعوه هنا
    Suç işlediğini gördüğüm adam, bu adam değildi Open Subtitles هذا ليس الرجل الذي رأيته يرتكب الجرائم
    Kapıya gelen bu adam değildi. Open Subtitles هذا ليس الرجل الذي جاء عند الباب
    Evlendiğim adam değildi. Open Subtitles لم يكن الرجل الذي تزوجته.
    Sadece zayıf bir adam değildi. Open Subtitles ليس رجلاً نحيلاً، إنتبهوا نسبياً نحيلاً
    Her zaman iyi bir adam değildi. Open Subtitles لم يكُن رجلاً صالحاً على طول الخط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more