Çünkü burada adam gibi bir iş yok. Maaşlar desen, iki-üç kuruş. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد أعمال لائقة هنا، الأجور لا يمكن ان تناسب المتسولين. |
adam gibi bir şeyler yedirir, yıkar, giysiler verirdi. | Open Subtitles | و تأكدت من حصولها على وجبة لائقة و استحمام و ثياب تسترها |
Dışarıda şöyle adam gibi bir gece geçirmek için hâlâ bolca vaktiniz var. | Open Subtitles | مازال وقت طويل لتحظي بليلة لائقة في الخارج |
Hmm, sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum, ama benim kastettiğim şay sakallardı. Ve okyanusta geçirdiğim onca zamana rağmen, şöyle adam gibi bir sakal uzatmayı başaramadım. Açıkçası öyle de kalmasını umuyorum. | TED | حسناً, أنا لا أعلم ما دار فى أذهانكم ولكننى أتحدث عن اللحية و بغض النظر عن المدة التى قضيتها فى المحيط إلا إننى لم أمتلك لحية لائقة حتى الان و أتمنى أن يستمرالحال على ذلك |
Büyükanne ve babalarınız için parayı sökülüp, adam gibi bir cenaze yapın! | Open Subtitles | ادفعوا المال ليحظى أجدادكم بجنائز لائقة |
adam gibi bir kahve getir. | Open Subtitles | أجلبي قهوه لائقة |